Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam 11 Eylül'den sonra havacılık - AIRPORT Haberleri

        Yarın dünya havacılığını kökünden değiştiren 11 Eylül (9/11) saldırılarının 10. yılı. İkiz Kuleler olarak bilinen Dünya Ticaret Merkezi ve Pentagon’a gerçekleştirilen saldırılar 3 bine yakın insanın hayatına mal olmuştu. Teröristler bu saldırıları gerçekleştirmek için 4 uçak kaçırmıştı. Bu olay, başta ABD olmak üzere tüm dünyada havacılıktaki birçok kuralın değişmesine yol açtı. 9/11’den önce uçağa binişte bomba, silah gibi tehlikeli cisimler için arama zaten yapılıyordu. Ancak bu saldırıda silah olarak uçakların kendisi kullanıldı. Yani patlayıcı ya da ateşli bir silah kullanılmadan, sadece uçaklarla çok büyük bir terörist saldırısı düzenlendi. Bu olayın ardından havalimanları ve uçaklarda güvenlik uygulamalarının gözden geçirilmesi gündeme geldi. Şu an sıkı güvenlik kontrolleri bizi ne kadar rahatsız etse de bu kontroller sayesinde 9/11 tipi bir uçak kaçırma vakasının yaşanma olasılığı neredeyse sıfıra indirildi. Hatırlanacağı üzere 9/11’de son derece planlı hareket eden, bıçaklı, 4 terörist mürettebatı etkisiz hale getirerek uçakların kontrolünü ele geçirdi. Bu olaydan sonra ilk önce kokpite erişim engellendi. Kokpit kapıları şifreli, zırhlı bir sistemle uçuş boyunca kilitli tutuluyor. Video kameralar, kapıların çevresini sürekli tarayarak pilotlara risk açısından karar vermede yardımcı oluyor. Kötü niyetli birinin yolcuları ya da kabin memurlarını rehin alarak kapıyı açtırmaya çalışması işe yaramıyor. Kurallar gereği de pilotların böyle bir durumda kapıyı açmaması gerekiyor. Önceden böyle bir rehin alma durumunda teröristin istediği yapılırdı. Yaşanan olaylar sonrasında aksini yapmanın teröristi caydırma açısından daha etkili olduğu görüldü. Bu yüzden zırhlı kokpit kapıları ve kabin talimatları 9/11’in getirdiği en büyük değişikliklerden biri oldu.

        Vücut tarama başladı

        Patlayıcı ihtimaline karşı uçağa binecek yolcu ayakkabılarının aranmasından tutun da havalimanında çalışan personelin sıkı bir biçimde taranmasına kadar yeni güvenlik prosedürleri uygulamaya geçti. Her yolcunun ve bagajının uçuştan önce X-Ray’le tarama uygulaması başlatıldı. Saat, kolye, küpe, kemer X-Ray cihazını kuşkulandıracak ne varsa çıkarmak zorundayız. X-Ray cihazından sorunsuz geçmekte bazen yeterli olmuyor. Şüphelenilen her bagaj güvenlik görevlileri tarafında açtırılıp inceleniyor. Ayrıca bu olay sonrası yeni bir güvenlik kurumu olarak hayata geçirilen ABD Ulaşım Güvenlik Yönetimi kısa adıyla TSA (Transportation Security Administration) tarafından havalimanlarında insanları çıplak gösterdiği için eleştirilen vücut tarama sistemleri devreye girdi. Geçtiğiniz tarama sistemi üzerinizdeki metalleri ve vücudunuzun çıplak siluetini güvenlik görevlisinin ekranına veriyor. Bu da yetmiyormuş gibi yolcu şüpheli bulunduğunda elle arama yapılıyor. ABD son olarak yolcuyla mülakat uygulamasını başlattı. ABD’de iç hat uçmadan önce yolcular 1 ya da 2 dakikalık mülakattan geçiyor. Ayrıca ABD’ye seyahat edecek yolcular havalimanlarında daha sıkı güvenlik önlemlerine tabi tutuluyor.

        Bagajlara sıkı kontrol

        Güvenlik önlemleri kokpitin kilitlenmesiyle sınırlı kalmadı. 9/11’den önce sadece bagaj tanımlama yapılıyordu. Günümüzde ise teröristlerin uçağa patlayıcı ya da kesici aletler sokmasını engellemek için bagajlar uçağa yüklenmeden önce bir kez de tomografi cihazından geçiriliyor. En çok dikkat çeken uygulamalardan birisi de sıvı kısıtlaması. İngiltere polisinin, terör şüphelisi bir yolcunun sıvıyla uçağı havada patlatma planını ortaya çıkarmasının ardından 2006’da yolcuların 100 mililitreyi geçen sıvıları el bagajında taşımaları yasaklanmıştı. Check-in’de teslim dilen bagajlarda ise sıvı kısıtlaması uygulanmıyor.

        Uçuş güvenlik şefi

        ABD’de her uçakta yolcunun fark etmediği, ancak orada pür dikkat gözlerini yolculara dikmiş birileri bulunuyor. Silahlı hava güvenlik şefleri uçuşta yaşanabilecek bir saldırıya karşı silahlarıyla saldırganları etkisiz hale getirebiliyor. Normal yolcu gibi gözüken bu kişiler yakın dövüş ve silahla atış eğitimi almış. Buna ek olarak ABD’deki bazı gönüllü pilotlara uçuş esnasında silah taşıyabilmeleri için gerekli eğitim veriliyor. 9/11’den beri alınan bütün bu önlemler elbette daha güvenli bir havayolu seyahati için yapılıyor. Ancak bazı kuralların esnetilmesi, bazılarının da daha sıkılaştırılması gerektiğine yönelik tartışmalar ise devam ediyor.

        11 Eylül’den sonra hayata geçen uygulamalar

        * Sağlamlaştırılmış şifreli kokpit kapıları uçuş boyunca kilitli kalıyor.

        * Uçak kaçırılma vakasında uçuş mürettebatı ve kabin mürettebatının uyması gereken yeni talimatlar yayınlandı.

        * Uçakta silahlı hava güvenlik görevlileri yer almaya başladı (ABD).

        * Pilotlara uçuş esnasında silah taşıma izni verildi (ABD).

        * İstihbarat teşkilatlarına uçuştan önce yolcu bilgileri iletiliyor (ABD).

        * Hava trafik kontrolüyle tanımlanamayan ya da erişilemeyen uçağa askeri müdahale emri veriliyor.

        * Check-in’de alınan bavul da taranıyor.

        * Kargo daha detaylı inceleniyor.

        * Yolcuların kabin içinde taşıyabilecekleri sıvıya kısıtlama geldi.

        * Ayakkabı araması başladı.

        * Hava limanında ve uçakta çalışan personele ileri arama ve tarama yapılıyor.

        * Bütün vücudu tarayan kontrol uygulaması başladı.

        * Entegre edilmiş tek geçiş noktasından yolcunun ve el bagajının taranıp tanımlanması gündeme geldi. (Henüz geliştirme aşamasında.)

        Güntay Şimşek / HT Cumartesi

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ