Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Alışveriş Gıda Vatandaşa kazık stoğu, Gıdada zam, hammadde oranlarındaki fiyat artışı yüzde 75'i buldu - Alışveriş Haberleri

        HT GAZETE

        Temmuzda son 10 yılın en yüksek fiyat artışını yaşayan gıda sektöründe yeni zamlar kapıda. TGDF Başkanı Kopuz, gıda sanayicisinin hammadde temininde yüzde 75’e varan zam yaşadığını, bunun fiyatlara yansıyabileceğini söyledi. Kopuz, üretici ve birlikleri de stokçulukla suçlayıp “Rekolte kaybıyla açıklanamayacak fiyat artışı var, devlet müdahale etsin” dedi

        Temmuz ayında son 10 yılın en yüksek fiyat artışlarının yaşandığı gıda sektöründe yeni zamlar kapıda. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayi Dernekleri Federasyonu (TGDF) Başkanı Şemsi Kopuz’a göre, gıda sanayicisinin hammadde temininde yüzde 75’e varan zamlar söz konusu, bu nedenle ek maliyet yakında ürün fiyatlarına yansıyabilir. “Bıçak kemiğe dayandı” sözleriyle maliyet artışını değerlendiren Kopuz, üreticilerin de iklim şartları bahanesiyle buğday, fındık ve antepfıstığı başta olmak üzere hammadde niteliğindeki birçok üründe stokçuluk yapıp fiyat yükselttiğini iddia etti. “İklim bahane para şahane” diye konuşan Kopuz, “Çiftçiye, köylüye milletin efendisi derler, ama bence çiftçi, köylü, müstahsil milletin efendisi olmaktan çıkmış spekülatörlerin, stokçuların efendisi olmuş. Stokçuluk haramdır” dedi. Kopuz, bir miktar rekolte kaybı olabileceğini, ancak aracılar ve birliklerin fiyat artacak diye çiftçiyi yanlış yönlendirerek ürünlerin piyasaya arzını geciktirdiğini söyledi.

        ‘MALİYE NE İŞ YAPAR?’

        Kopuz, buğdayda 18 milyon ton rekolte olduğunu, buna rağmen fiyatın yüzde 30 arttığını anlatarak, benzer durumun fındıkta da yaşandığını kaydetti. Kopuz, fındıkta yüzde 75’e varan fiyat artışının açıklanabilir olmadığını belirtip dünya fındık rezervlerinin yüzde 80’ine sahip olan Türkiye’de fındık bulmakta zorlandıklarını kaydetti. Kopuz, stokçuluk yapanlara devletin müdahale etmesi gerektiğini söyleyip “Maliye Bakanlığı ne iş yapar? Devlet el koymazsa zamlar kapıda, enflasyon oranları daha da zıplayabilir” dedi.

        BUĞDAYDA ARTIŞ % 30, EKMEĞE ZAM GELEBİLİR

        Buğday fiyatındaki artışın da unlu mamuller başta olmak üzere sanayiciyi olumsuz etkileyeceğini belirten Kopuz, ekmeğe de zam gelebileceğini söyledi. Kopuz, “Buğday bugün geldiğimiz noktada yüzde 30 zamlı. Yarın belki bu yüzde 40-50’ye çıkacak, gidişat oraya doğru. Bu ortamda ekmeğe de zam gelir” diye konuştu.

        RUSYA PAZARI FIRSAT

        Gıda ve içecek sanayi için, Avrupa ülkelerinden ithalata sınırlama getiren Rusya pazarının bir fırsat olduğuna da değinen Kopuz, buranın 5 milyar dolarlık ek bir pazara işaret ettiğini belirtti. Kopuz, buna karşın oluşacak ek ihracat potansiyelinin de spekülatif nedenlerle iç piyasadaki fiyatları yükseltmemesine dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

        AĞIRLIĞI DÜŞERSE ENFLASYON GERÇEK OLMAZ

        Şemsi Kopuz, devletin stokçuluğa ve spekülasyona karşı regülasyon görevini üstlenmesi gerektiğini vurgulayarak “Ama bu ithalat silahıyla mı olacak, başka önlemlerle mi bunu bilemem. TMO daha etkin kullanılabilir. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı eleştiriliyor ama ben gıdacı olarak Başçı’yı başarılı buluyorum” diye konuştu. Kopuz, gıdanın enflasyon sepetindeki ağırlığının azaltılması ile ilgili tartışmaları da değerlendirerek Anadolu’da 100 liranın 60 lirasının gıdaya gittiğini, bu şartlar altında sepetteki gıda ağırlığının azaltılmasının anlamlı olmadığını ifade etti. Kopuz, ağırlığın düşmesi halinde enflasyon değerinin gerçeği yansıtmayacağını kaydetti.

        TAVUKLAR YOLA ÇIKTI

        Dünyanın en büyük piliç eti ithalatçılarından biri olan Rusya’nın ABD ve Avrupa ürünlerine ambargosu Türk şirketlerinin işine yaradı. İlk ihracatı Keskinoğlu başlattı. İzinleri hazır olan şirketler, rekabet nedeniyle giremedikleri pazarda atağa kalkacak Dünyanın en büyük piliç eti ithalatçılarından olan Rusya, Amerika ve Avrupa’ya gıda ürünlerinde ambargo uygulayınca Türkiye’de ihracat için düğmeye basıldı. Rusya’ya piliç eti ihracatını başlatan ilk firma Keskinoğlu oldu. Keskinoğlu’nun temmuzda başladığı ihracat, ağustosta 600 tona ulaştı. Beyaz Et Sanayicileri ve Damızlıkçıları Birliği Derneği (BESD-BİR) Başkanı Sait Koca da Türk firmalarının Rusya’ya ihracat için yasal altyapıya sahip olduğunu söyledi. Rusya’ya ihracat için önceki yıllarda gerekli izinlerin alındığını ancak yüksek gümrük vergileri nedeniyle pazara girilemediğini belirten Koca, şirketlerin her an için ihracat yapabilecek konumda olduğunu ifade etti. Rusya’nın ABD’den aldığı 270 bin ton beyaz etin büyük bölümünü tavuk budunun oluşturduğuna değinen Koca, ABD’ye verilen kotanın Türk firmalarını rekabette zora soktuğunu, bu nedenle pazara girilemediğini kaydetti. Koca, Türkiye’nin Rusya’dan mutlaka uzun süreli ihracat kotası alması gerektiğine dikkati çekti. Koca, ihracatın devamlılığının sağlanması için ilişkilerin daha iyi kurulması gerektiğini dile getirdi.

        BEYAZ ET İÇİN GEREKLİ YASAL İZİNLER ALINDI

        Türk firmalarının daha önceki yıllarda Rusya’ya ihracat için yasal izinleri aldığını anımsatan BESD-BİR Başkanı Koca, “İşletmelerin yasal izinlerini almış olması büyük avantaj. Bizim sektör Rusya pazarına hazır. İç piyasayı da rahatsız etmeyeceğiz” diye konuştu.

        PATATES, BEZELYE VE SOĞANDA YASAK KALKTI

        Rusya, ABD ve Avrupa Birliği (AB) ülkelerinden alımını durdurduğu bazı ürünleri “yasak listesi”nden çıkardı. Rusya Başbakanı Dimitri Medvedev’in imzaladığı ve hükümetin resmi internet sitesinde yer alan karara göre, laktozsuz süt, somon ve alabalık yavruları, tohumluk patates ve bezelye, soğan, hibrit şeker mısırı ve bazı gıda takviyelerinin ithalindeki yasak kaldırıldı. Devlet Başkanı Vladimir Putin’in 6 Ağustos’ta imzaladığı kararname ile ABD, AB ülkeleri, Kanada, Avustralya ve Norveç’ten gıda ürünü ithali bir yıllığına yasaklanmıştı. Hükümetin yayımladığı yasaklı ürünler listesinde et, süt, meyve ve sebze ürünleri bulunuyor.

        DÜNYA BU YIL IÇIN ÜRETTİĞİNİ 19 AĞUSTOS İTİBARİYLA BİTİRDİ

        Tüketimde limiti aştık cepten yiyoruz

        Dünyada üretilen ‘tüketilir kaynaklar’, 19 Ağustos Salı günü itibarıyla biterken, dünya nüfusu 2015 kaynaklarını tüketmeye başladı. Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) yetkilileri kaynakların 19 Ağustos günü itibarıyla bittiğini 2014 sonuna 3.5 ay gibi bir süre kaldığını, bunun çok endişe verici bir durum olduğunu söyledi. Gelen bilgilere göre dünya halen ürettiği kaynağın 1.5 katını tüketiyor. Diğer bir ifadeyle 1.5 dünyalık tüketim yapıyoruz. Tüm dünyada yaşayan insanlar Fransızlar gibi tüketmeye başlayacak olsa, yıllık toplam tüketim oranı 1.6 dünyaya denk gelecekti. Bu oran Amerika için 1.9, İtalya için 4.4, Katar için 5.7, Japonya için 7.1 oranlarına çıkıyor. Türkiye için ise bu rakam 1.7. Eğer bu şekilde devam edilirse yüzyılın ortasında, yani 2050 senelerinde tüketim üretimin 3 misli olacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ