Vanalar açılıyor!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, merkezi Irak hükümetiyle Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) petrol konusunda anlaşmaya varmasının ardından, merkezi hükümetin petrolünün Mart ayından beri yapılmayan sevkiyatının ilk kez bu günlerde başlayacağını söyledi. Söz konusu sevkiyat, Kerkük-Yumurtalık Boru Hattı'ndan dünyaya yapılacak.

İtalya'nın başkenti Roma'daki, Bir Euro-Akdeniz Enerji Köprüsü Oluşturulması Euro-Akdeniz Gaz ve Elektrik Şebekelerinin Enerji Güvenliği Bağlamında Stratejik Önemi konulu konferansın gala yemeğine katıldı.

Yıldız, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Cezayir ziyaretine iştirak etmek üzere bu ülkeye gidişinden önce Türk basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

IKBY ile Irak merkezi hükümetinin petrol konusunda anlaşmasını değerlendiren Taner Yıldız, “Satılan Irak'ın petrolü. Kuzey-güney demeden başından beri savunduğumuz ve Irak'ın normalleşmesine katkı koyacak bir gelirden bahsediyoruz. Ve mutlaka bu sistemin kurulması ve korunması gerekiyor idi. Türkiye, bu manada üzerine düşeni yaptı ve bundan sonra merkezi Irak hükümetinin günlük 150 bin varilden başlamak kaydıyla sevkiyatlarına şahit olacağız diye konuştu.

Bunun, bölge için de Irak için de sevindirici bir durum olduğunu ifade eden Bakan Yıldız, “Başından beri söylediğimiz konunun, prensiplerin kabul gördüğünü bir kez daha görüyoruz. Bunun altını çizmek isterim. Olan petrol, satılan petrolün geliri paylaşılır, satılmayan petrolün geliri paylaşılmaz. Bunu başında da söylemiştik. O yüzden, merkezi Irak hükümetinin Mart ayından bu yana yapılmayan sevkiyatı başlamış olacak, 150 bin varil bölü gün olarak diye konuştu.

Ceyhan üzerinden gerçekleştirilecek sevkiyatın ne zaman olacağına ilişkin bir soruya ise Yıldız, “İçinde bulunduğumuz günlerde artık başlarö diye yanıt verdi.

CEZAYİR İLE 10 YILLIK SIVILAŞTIRILMIŞ DOĞAL GAZ ANLAŞMASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyareti kapsamında Cezayir ile önemli bir anlaşmaya imza atacaklarını da açıklayan Bakan Yıldız, “Türkiye, doğalgazını 5 ayrı ülkeden tedarik ediyor; Rusya Federasyonu, Azerbaycan, İran, Nijerya ve Cezayir. Bu yıl içerisinde Katar'dan da başladık altıncı ülke olarak ve bunu daha da çeşitlendirmek istiyoruzö diye konuştu.

Cezayir'in bu yılsonu itibari ile kontratının bitecek olduğunu hatırlatan Bakan, “BOTAŞ'ın yaptığı çalışmalarla beraber bu kontratı inşallah sayın cumhurbaşkanlarının huzurunda uzatmış olacağız. 10 yılığına ve 4,4 milyar metreküp yıl olmak kaydıyla Türkiye'nin doğalgazdaki arz güvenliğine ciddi katkı koyacak bir yapılanmayı, enerji olarak, sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) olarak inşallah sağlamış olacağız diye açıklamalarını sürdürdü.

Günümüze kadar, 20 yıl içerisinde Cezayir'den yaklaşık 75 milyar metreküp LNG aldığımızı anımsatan Yıldız, “Yani bu, Türkiye'nin bir yıllık ihtiyacının bir buçuk katı. O yüzden Cezayir bizim önemli bir tedarikçimiz ve enerji kalemleriyle beraber geliştirmeye çalıştığımız ilişkiler daha da güçlenerek devam edecek. İnşallah bugün itibariyle, sayın cumhurbaşkanları huzurunda bu anlaşmayı imzalamak istiyoruz dedi.

TÜRKİYE'YE KARŞI 3'LÜ İŞBİRLİĞİ YORUMU

Güney Kıbrıs yönetiminin, Akdeniz'de petrol ve doğalgaz arama çalışmalarının ardından, Mısır, Rum Yönetimi ve Yunanistan'ın enerji işbirliği anlaşması imzalamasına ilişkin yorumu sorulan Yıldız, “Tabii ki sürdürülebilir olanın, aslında bu Akdeniz Havzası'ndaki işbirliğinden geçtiğini söylemek mümkün. Bizim hassasiyetlerimiz, önceliklerimiz belli. Siyasi fizibilitesi oluşan bir yapıyı kurgulamak lazım ki ekonomik fizibiliteler de bir kez daha oluşmuş olsun. Bir kez daha söylüyorum, gerek İsrail gazının, gerek Güney Kıbrıs yerel yönetiminin KKTC ile beraber paylaşacağı bütün varlıkların, Kıbrıs'ın tamamının olduğunun altının çizilmesi lazımö ifadelerini kullandı.

Bu konudaki hassasiyetlerinin bilindiğini dile getiren Yıldız, sözlerini şöyle sürdürdü “Aslında mantıklı ve tutarlı şeyler de söylüyoruz. Bunun birçok ülkedeki örneklerini, yine aynı şekilde savunur vaziyette kaldık. O açıdan ben, sürdürülebilir ve kalıcı olan ve herkesin kazanarak ayrılabileceği yapının, bu prensiplerden geçtiği kanaatindeyim. Ve o anlayışın mutlaka ileriye dönük daha da yapıcı bir tavır olduğuna inanıyorum. Ben, bu manada eğer bir yerde üretici varsa, eğer bir tarafta tüketici varsa bunların mutlaka en yakın yoldan buluşacağını, onun da fizibiliteden geçtiğine inanıyorum.