"İş Bankası bir banka kadar büyüdü!"

Aşırı hızlı büyüme dönemlerinin Türkiye ekonomisi için çok da avantajlı dönemler olmadığının altını çizen Bali, böyle dönemlerin ölçek ekonomisinin önemini ortaya çıkardığını, en fazla üretebileni öne çıkaran konjonktürlerin söz konusu olduğunu, Türkiye'nin ise dünya ticaretinden yüksek düzeyde pay alan bir ülke olmadığını söyledi.

Türkiye'nin, ölçekler düzeyinde bakıldığında bu tarz bir avantajı kullanmasının pek mümkün olmadığının altını çizen Bali, şöyle konuştu:

''Dolayısıyla bir süredir devam eden, dalgalı, daha düşük düzeydeki global büyüme, daha çok üretenin değil, uygun vasıfta ve optimum ölçekte hızlı, zamanında üreten ve teslim edebilenin öne çıktığı bir iklim yaratıyor. Türkiye, kanaatimce bundan çok yararlanıyor. Kriz açısından bakıldığında, bu anlamda çok hızlı bir iyileşmedense, dalgalı ve dengeli konjonktürün, ülkemizin reyting farklarının da kapanması suretiyle, lehine bir iklim yaratacağını düşünüyorum.''

Bankacılık sektörüne değinen Bali, 2012 yılında sektörün sağlıklı büyüme trendini devam ettireceğini düşündüğünü vurguladı.

2011 yılının İş Bankası için de başarılı bir yıl olduğunu dile getiren Bali, 65 yeni şube açtıklarını, 401 yeni bankamatik eklendiğini, 2 bin 31 yeni istihdam yarattıklarını, 2011 sonu itibarıyla 24 bin 887 çalışan, bin 184'ü yurt içi, 17'si yurt dışı şube olmak üzere toplam bin 201 şube ve 4 bin 538 bankamatik ile hizmet verdiklerini bildirdi.

Bankanın yurt dışı faaliyetlerine de işaret eden Bali, 12 ülkede 48 şube, 2 temsilcilik ve 805 çalışanla faaliyet gösterdiklerini, 2011 yıl sonunda yurt dışı örgütün yönettiği toplam aktif büyüklüğünün 28.3 milyar liraya ulaştığını bildirdi.

"AKTİF TOPLAMI 161.7 MİLYAR LİRAYA ULAŞTI"

Adnan Bali, İş Bankası'nın aktif toplamının 2011 sonunda bir önceki yıla göre yüzde 23 artarak 161.7 milyar liraya ulaştığını belirterek, şunları kaydetti:

''Bu suretle, aktif büyüklüğü bakımından Türkiye'nin en büyük özel bankası olma vasfımızı sürdürüyoruz. 2011 yılında özellikle aktifte menkul kıymetler cüzdanından, bir başka ifadeyle Hazine'nin büyük ölçüde finansmanından kredilere, yani reel sektörün finansmanına doğru çok sert, çok ciddi, çok kararlı bir gelişme gösterdik. Kredi portföyümüzün toplam aktifler içindeki payı, bir yılda 8 puan artarak yüzde 49'dan 57'ye yükseldi. Menkul kıymetlerin payı ise yüzde 34'den 26'ya 8 puan geriledi. Bu dönüşümün kısa tarifi reel bankacılıktır.'

Geçtiğimiz yıl bu aktif büyüklüğüne ulaşırken en önemli itici gücün krediler olduğunun altını çizen Bali, ''2011 yılında kredileri yüzde 43 oranında büyüttük. 2010 yılı sonunda 64.2 milyar lira ile başladığımız kredi hacmimiz, 2011 yılında 27 milyar liranın üzerindeki bir büyüklükle 91.6 milyar liraya çıktı. 27 milyar liralık büyüklük, kredi hacmi olarak bir orta ölçekli bankanın kredi hacminden fazladır. Dolayısıyla, 2011 yılında İş Bankası'na bir orta ölçekli banka ilave olmuştur'' şeklinde konuştu.

Bali, 2011 yılında kredilerin yüzde 72'sinin kurumsal, ticari ve KOBİ kredilerinden oluştuğuna dikkati çekerek, 2011'de bireysel kredileri yüzde 29, KOBİ kredilerini yüzde 37, kurumsal ve ticari kredileri yüzde 54 oranında artırdıklarını bildirdi.

"REKABETE AYNI DOZDA KATILMADIK, KENDİMİZ AYAR VERDİK"

Gerçek bir satın alma ve geri ödeme gücüne dayanmayan, sadece tüketimi teşvik eden alanlardaki rekabete aynı dozda katılmadıklarına dikkati çeken Bali, ''Ama bu prensibi korurken, bu yaklaşımla işlerimizi yönetirken, tüketici kredilerinde de özel bankalar arasında liderliğimizi koruduk. Yüzde 31 düzeyinde tüketici kredilerini artırdık'' diye konuştu.

2010'dan 2011'e kredi artışındaki 27 milyar liralık farkın yüzde 80'inin ticari krediler olduğuna işaret eden Bali, ''Cari açık tartışmaları sırasında kredilerin kategorize edilmesi, cari açığa etki eden kredilerin mevzuat bakımından da ayrıştırılması gibi unsurlar çok tartışılmıştı. Biz bir düzenlemeye ihtiyaç duymaksızın, makroekonomik olarak bu ülkenin doğrusu olan alanda kendimiz kurumsal olarak ayarımızı verdik, büyümeyi bu kompozisyonda gerçekleştirdik'' yorumunu yaptı.

Adnan Bali, İş Bankası'nın yıl genelinde ekonomik aktiviteyi destekleyici, muhataplarına değer yaratıcı, özellikle de otoritenin dikkati çektiği risk unsurlarını göz önünde bulundurarak kredi yönetimi gerçekleştirdiğini söyledi.

İzledikleri politikanın en önemli özelliğinin ''dur kalk politikası''na işaret etmemesi olduğunu vurgulayan Bali, ''Türkiye'nin konjonktürü nereye giderse gitsin, koşullar ne kadar zorlaşırsa zorlaşsın o koşullar içinde de taahhüdümüzü koruyacak, iş yapma tarzımızı değiştirmeyecek şekilde, müşteriyi şaşırtmayacak şekilde çalışmaya devam ettik. Dur kalk politikalarına yer vermemeyi ve istikrarı, hizmette de istihdamda da yaptık'' şeklinde konuştu.

"2.7 MİLYAR LİRA SEVİYESİNDE NET KÂR"

İş Bankası Genel Müdürü Bali, proje finansmanına da işaret ederek, 2011 yılında toplam yatırım bedeli 11.5 milyar dolar olan yatırımın finansmanında rol aldıklarını ve 2011 sonu itibarıyla proje finansmanlarındaki orta ve uzun vadeli kredi tutarlarının 15 milyar dolara yakın olduğunu, bunun 5 milyar dolarının enerji sektörü için konulmuş taahhüdü ifade ettiğini bildirdi.

Bali, 2010 sonunda yüzde 3,6 olan takipteki krediler oranının, 2011 yılı sonunda yüzde 2,1'e gerilediğini belirtti.

Net karlılıkla ilgili de Bali, İş Bankası'nın 2011 yılında net karının, 2010'a göre yüzde 11'lik düşüşle 2 milyar 667 milyon lira seviyesinde gerçekleştiğini ifade etti.

Soruları da yanıtlayan Bali, temettüyle ilgili bir soru üzerine, ''Biz şimdiye kadar net kar dağıtma konusundaki imkanlarımızı veya stratejimizi sürdürme eğilimindeyiz. Tabii burada BDDK'nın almakta olduğu tedbirler ve yaklaşımlar söz konusu. Bu, karar alma süreçlerinin sonunda belirlenecektir'' şeklinde yorum yaptı.

İş Bankası olarak bu yıl yüzde 15 ila 17 bandında kredi büyümesi öngördüklerini belirten Bali, Azerbaycan'daki banka arayışlarına ilişkin, formal düzeyde bu konuda temaslarını sürdürdüklerini söyledi.

Adnan Bali, kredilerle ilgili bir soruyu ise ''87 yılda tahsis edilmiş limitlerin yüzde 40'ı kadar limit, 2011 yılında tahsis edildi'' yanıtını verdi.

"YÜZDE 6'NIN ÜZERİNDEKİ BÜYÜMELER YAN KOMPLİKASYONLAR YARATIYOR"

Türkiye'nin 2011 büyümesine dair bir soru üzerine Bali, şu görüşleri dile getirdi:

''Global ekonomik büyümenin hızlı olmadığı dönemlerde, bugünkü konjonktürde olduğu gibi, en fazla üretme ölçeğine sahip ülkelerin değil, optimum ölçeklerde üretebilen, ama lojistik olarak kısa terminlerle doğru zamanda, doğru vasıftaki malı sunabilen ülkelerin öne çıktığını, Türkiye'nin de bu konuda karşılaştırmalı bir üstünlük elde edebildiğini, değişik sektörlerde bu konjonktürlerde karlı büyüme imkanı bulduğunu düşünüyorum. Bunun, Türkiye'nin gerek uluslararası konjonktürün, gerek çok kötüleşmesi senaryolarına göre daha dengeli, daha dalgalı olmakla birlikte Türkiye'nin lehine olabileceğini düşünüyorum. Türkiye ekonomisinin bugünkü iç tasarruf oranları, büyümenin ithalat, dış ticaret açığı ve cari açık bağlantıları dikkate alındığında, belirli bir seviyenin ki örneğin yüzde 6'nın üzerindeki büyümeler, Türkiye'de mutlaka belli yan komplikasyonlar yaratıyor. Türkiye'nin istikrarlı büyümesi bu tür büyüme hızlarını daima gerçekleştirmesinden geçer, çok hızlı büyüme hızlarını izleyen daralmaların olmamasını teminen... ''

Yüzde 25 sınırının tartışıldığı dönemin iklimiyle, yılın özellikle ikinci yarısından sonraki dönemin farklılaştığına dikkati çeken Bali, ''Ben bu konuda farklılaşan politikalar için, otoriteyi eleştirecek bir konumu doğrusu çok haklı bulmuyorum'' dedi.

Olağanüstü değişken bir konjonktür yaşandığının altını çizen Bali, şöyle devam etti:

''Bugün konuştuğumuz konular, yarın yeniden ayar gerektiriyor. Hiçbir şey otomatik pilota tabii değil. Hep manuel müdahale gerekiyor. Böyle bir ortamda politika yapıcı olarak, bu kadar artan ve bu kadar çoklu risk karşısında geleneksel yöntemlerle hareket edemezsiniz. AB'nin ve ABD'nin yaşadığı sorunları düşündüğünüz zaman, ezberler bozulmuştur. Siz politikalarınızda nasıl rutin olabilirsiniz? Dolayısıyla uyguladığınız politikalarda esnek olmanız lazım. Yılın ilk yarısında bir yandan ayrışan bir ekonomi olarak Türkiye ekonomisine hızlı sermaye akımını ödüllendirmemeye dayalı düşük politika faizi benimsenirken, buna ilave olarak hızlı artan ve cari açığı finansal istikrar açısından sıkıntılı hale getirebilecek bir önlemi aynı anda alma ihtiyacı vardır. Tıpkı bir ilacı kullanıp, onun bazı kontrendikasyonlarını önlemek için başka bir ilaç vermek gibi...''

Bali, kredi hacmine ilişkin, ''Şu anda kredi hacmimiz 91.6 milyar lira. Yüzde 10 büyümemiz halinde 100 milyar lirayı geçmiş olacağız. 2012 yılında buraya varacağımızı şimdiden söylemekte hiç endişe duymam'' dedi.

TL kredilerde yüzde 30'un üzerinde büyüdüklerini, yabancı para kredilerin kurdan arındırılmış rakamında da yüzde 30'un üzerinde büyüdüklerini belirten Bali, 2012 yılında 40 ila 45 arasında şube açmayı öngördüklerini bildirdi.

AA