Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Uludağ Ekonomi Zirvesi kapsamında bir konuşma yapıyor - İş-Yaşam Haberleri

        Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Bursa Valiliğinin, Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlediği "Uludağ Ekonomi Zirvesi"nde yaptığı konuşmada, Türkiye'de 1,5 yıl içinde yerel, cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerin gerçekleştirileceğini hatırlattı.

        Birçok kişinin kafasında, "Siyasi istikrar tehlikede mi" sorusunun bulunduğunu aktaran Şimşek, şöyle devam etti:

        "Yüzde 40 ila 50 arasında mevcut iktidar partisine, AK Parti'ye bir teveccüh ve destek var. Bu anlamda siyasi istikrarın tehlikede olmadığı sonucunu çıkarmak mümkün. İşin özü şu; Tüketici Güven Endeksine bakarsanız durum iyi değil, yani orada bozulma var fakat diğer bütün rakamlara bakıldığında, yani sanayi üretimi, kapasite kullanım oranı, reel kesim güven endeksi, satın alma... Hangi göstergeye bakarsanız bakın, ekonomide çok ciddi bir yavaşlama yok gibi görünüyor ama muhtemelen 'İç talep yavaşlıyor' diye düşünüyoruz. Çünkü para politikasında önemli bir sıkılaştırmaya gittik. Geçen ekim ayında makro ihtiyati tedbirler aldık.

        Bunlar çok önemli. Zaten amacımız; iç talebi yavaşlatmaktı. Tabii ki işi etkilenen iş adamlarız var ama bizim birtakım hız limitlerimiz var. O hız limitlerine, hele yeni global konjonktürde uymak durumundayız. Makro ihtiyati tedbirlerimizin amacı; sürdürülebilir makul bir büyümedir. Bu olaylar gelişmeden önce de geçen ekim ayında zaten 2014'e ilişkin ekonomide bir yeniden dengelenme sürecini başlatmak istiyorduk. 2012'de bunu yaptık, 2013'te de kısmen devam etti ama 2014'te özellikle global sermaye musluklarının, para musluklarının bir miktar daha kısılacağını dikkate alarak zaten böyle bir çaba içine girdik."

        Büyümeye bakıldığında, Türkiye'nin, küresel krizde her ülke gibi bir resesyondan geçtiğini ancak küresel kriz sonrasında temelleri sağlam olduğu için güçlü bir çıkış gösterdiğini anlatan Şimşek, şimdi bu güçlü çıkış sonrası ülkenin yoluna daha mütevazı bir şekilde devam ettiğini dile getirdi.

        Gelişmekte olan Avrupa ülkelerine göre Türkiye'nin ciddi bir performansının söz konusu olduğuna değinen Şimşek, "Türkiye'nin milli geliri kriz öncesi 100 ise şu anda 120 civarı. Avrupa'daki gelişmekte olan ülkeler 100 ise şimdi 108 civarı. Zaten Avrupa Birliği (AB) ve Amerika ile arayı güçlü bir şekilde kapattığımızı hepimiz biliyoruz" diye konuştu.

        "REFORMLARI YAPARSANIZ, POZİTİF YÖNDE AYRIŞIRSINIZ"

        Yavaşlamanın sadece Türkiye'ye özgü olmadığını vurgulayan Şimşek, 2013 yılı tahminlerine göre hemen hemen bütün gelişmekte olan ülkelerin son 10 yılın ortalamasının altında bir hızla büyüdüğünü bildirdi.

        Gelişmekte olan ülkeler için gelecek 10 yılın, geçmiş 10 sene gibi iyi olmayacağını söyleyen Şimşek, şunları kaydetti:

        "Geçmiş 10 yılda olduğu gibi emtia fiyatları artmayacak. Bu, bütün gelişmekte olan ülkeler için kötü, Türkiye için iyi bir haber. Batılı tüketici, geçmiş 10 yıldaki kadar kredi kullanıp tüketmeyecek. Geçmiş 10 yılda olduğu gibi küresel likidite veya sermaye veya gelişmekte olan ülkelere para akışı güçlü olmayacak. Belki 90'lı yıllar kadar kötü olmayacak ama önümüzdeki 10 yıl, geçmiş 10 yıl kadar iyi olmayacak. Bunları dikkate aldığımızda bu yeni dönem daha 'mütevazı büyüme' diye tanımlayabileceğimiz bir dönem ama burada bazı ülkeler fark yaratabilir. Reformları yaparsanız, pozitif yönde ayrışırsınız. Hele bir de temelleriniz sağlamsa demografik yapınız elverişliyse önceliklerinizi iyi belirlediyseniz o zaman tereddüt yok, her ortamda siz başkalarına göre göreceli olarak daha iyi bir performans gösterirsiniz. Bizim de ümidimiz o yönde."

        Şimşek, 2014 yılına bakıldığında büyümeyi aşağıya çeken faktörler görüldüğünü belirtti.

        Seçimlere ve yaşanan bazı tartışmalara işaret eden Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

        "Seçimler, gürültü demek, gürültülü ortam demek. O belki bir miktar aşağı yönlü etkiler ama bana kalırsa esas belirleyici olan; para politikasındaki sıkılaştırmadır. Bu da tabii ki iç talebi bir miktar etkileyecek ama şimdi şansımız döndü. Şöyle şanslıyız; dış talep güçleniyor. AB'deki iç talep 5-6 yıldır resesyonda. Büyüme varsa da bizim bildiğimiz anlamda büyüme değil. Yani bizim mallara talep yaratmıyordu. Şimdi AB resesyondan çıkıyor; bu bizim için önemli. Çünkü AB son 5 yıldır bizi aşağı çekiyordu, belki ilk defa bizi yukarı doğru çekmeye başlayacak. İnşallah devam eder, bu jeopolitik gerginlikler araya girmez."

        "TÜRKİYE'NİN EN GÜÇLÜ TARAFI; MALİYE POLİTİKASI"

        Mehmet Şimşek, maliye politikasının, Türkiye'nin en güçlü tarafı olduğuna değindi.

        Maliye politikasında manevra alanları bulunduğunu bildiren Şimşek, şu bilgileri verdi:

        "Başka dönemlere ve başka ülkelere göre iyiyiz. O işi sağlam tutuyoruz ve tutmaya devam edeceğiz. 2014 yılında da ipin ucunu bırakmayacağız. Şu anda Türkiye'nin en önemli çıpası bu. Bunu tutturmamız lazım. Onun için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bütçe açıklarında, küresel kriz dönemi hariç, şu son 10 yılda Türkiye çok güzel bir performans ortaya koydu. Geçen sene Türkiye'nin bütçe açığı, OECD ülkelerinin 5'te biriydi. Bu yıl 4'te biri olacak. Çünkü o ülkeler de evlerini düzene koyuyor olacaklar. Açıklarını azaltıyorlar, ekonomileri resesyondan çıkıyor ama yine de Türkiye'ye bakarsanız, milli gelire oranla gelişmekte olan ülkelerin ortalama bütçe açığının yarısı kadar biz bütçe açığı vereceğiz."

        Bu yıl bütçe açığını olumsuz etkileyecek faktörler olduğunu ifade eden Şimşek, "İç talep yavaşlıyor. İşimiz zor. Geçen seneler gibi hedefe oranla çok daha güçlü performans beklemeyin. Hedefi tutturursak bayağı memnun olmanız gerekir. Daha zor bir dönem. Birtakım vergi tedbirleri aldık. Hedef; bütçe gelirlerini artırmak değildi, cari açığı kontrol altına almaktı. Otomotivciler bize kızdı ama ne yapalım? Yüzde 80 ithalat. Yerli satılanların da önemli bir kısmı ithal. Mecbur kaldık. Cep telefonları vesaire... Bunları yapmak durumundaydık" görüşlerini iletti.

        "ELİMİZDE KRİSTAL BİR KÜRE YOK"

        Ellerinde kristal bir küre olmadığını anlatan Şimşek, şöyle dedi:

        "Biz 2014 yılını tasarlarken, Türkiye'de siyaset çok daha gürültülü olacak, birtakım siyasi motivasyonlarla operasyonlar olacak. Doğrusu öngörmedik. Bunun ekonomiye yansımalarını öngöremezdik. Dedik ki, 'Amerikalılar para politikalarını kendi ekonomileri, kendi çıkarları çerçevesinde şekillendirecekler' ama ABD'de şu anda bir momentum var. Dolayısıyla bu adamlar, para basmaya son verecek. Hatta ve hatta belki piyasaların öngördüğünden daha erken bir şekilde faizleri dahi artırabilirler. Çünkü onlar gelişmekte olan ülkeleri dinlemez. 2008 yılında çok iyi hatırlıyorum; G20'de Türkiye'yi temsil ediyorduk, adamların her iki-üç cümlede kullandıkları kelime şuydu; 'koordinasyon, iş birliği.' Hepimiz aynı gemideyiz. Küresel ekonomide yanlış yapmamalıyız. Şu anda hiç bunları konuşmuyorlar. Haklılar, kendi çıkarlarını doğrultusunda bakıyorlar. Normaldir. 2013 yılında, 2014 yılını tasarlarken öyle düşündük, böyle bakılacağını öngördük."

        "FAZLA KURA KAFAYI TAKMAYIN"

        Şimşek, Dünya Ekonomik Forumunca yapılan "Global Rekabet Gücü ve Endeksi"ne de değinerek, şu ifadeleri kullandı:

        "Birkaç yıl önce 117 ülke arasında 71'inci sıradaydık, şimdi 148 ülke arasında 44'üncü sıradayız. Çin hariç bizimle rekabet halindeki birçok gelişmekte olan ülkeden daha iyiyiz. İş yapma kolaylığı endeksinde ilerleme var. Arzuladığımız yerde değiliz ama hepsinde ilerleme var. Demografik yapı son derece elverişli, bizim çalışma çağındaki nüfus yüzde 2, Avrupa'da 0,3 artıyor. Yatırımcılar geliyor, inanın her şeye rağmen yatırımcı ilgisi devam ediyor. Bütün tartışmalara rağmen, küresel yatırımcı sayısı 2002'de 3 bin 200'dü, şimdi 37 bine çıktı. Bunun 100-150 bine çıkması bekleniyor. Çıkacak hiç merak etmeyin. Bu herkes için iyi olacak, rekabet için, teknoloji için medya için reklam için herkes için iyi olacak. Yatırımlar artıyor, arzuladığımız yerde değiliz ama bayağı bir ilerleme var, daha da artırmamız lazım. Fazla kura kafayı takmayın. Geçmişte de çok ufak tefek kalp krizi geçirmişiz ama sonunda toparlanmışız. Güçlüyüz, trend yukarı doğrudur. Ben bunu bütün samimiyetimle söylüyorum."

        AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ