Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci açıklamalarda bulundu - İş-Yaşam Haberleri

        Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'nin kredi görünümünü durağandan negatife çevirmesi ile ilgili olarak "Bütün bu olumlu göstergelerin olduğu ortamda Türkiye ile ilgili kredi derecelendirme kuruluşlarının yapmış olduğu açıklamaları son derece sığ olarak görüyorum, derslerine iyi çalışılmamış açıklamalar olarak görüyorum. Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri, dinamizmi iyi ölçemememişler olarak görüyorum" dedi.

        Zeybekci, Babadağ Belediyesi'ni ziyaretinde gazetecilerin sorularını yanıtladı. Kredi derecelendirme kuruluşu Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu Baa3 olarak teyit ederken, görünümünü durağandan negatife çevirmesiyle ilgili soru üzerine Zeybekci, bununla ilgili iki gerekçe söylediğini, birinin artan siyasi belirsizlik ve küresel likiditedeki azalış, diğerinin ise artan siyasi belirsizlikle üretimi destekleyecek yapısal reformların azalacağı beklentisinin olduğunu hatırlattı.

        Moody's'in her iki konuda "artan siyasi belirsizlikleri" gerekçe gösterdiğini vurgulayan Zeybekci, şunları söyledi:

        "Moody's'in bu açıklamasını sanki zamanlama olarak biraz geç kalmış bir açıklama olarak görüyorum. 30 Mart'tan önce sanki Türkiye'de siyasi belirsizlikler hiç yoktu da; siyaseten spekülasyon ortamının, provokasyon ortamının ortada çok dillendirildiği günlerde yapılmış bir açıklamaymış gibi geldi. 30 Mart seçimlerini görmemiş bir açıklama olarak geldi. Bunun Türkiye'nin gerçeklerini tam olarak yansıttığı kanaatinde değilim. Türkiye olarak şu anda bütün göstergelerimizde, dış ticaret açığımızdaki çok olumlu yöndeki gelişmelere, cari açığındaki son üç ayda göstermiş olduğu çok üst düzeydeki performansa, ödemeler dengesi ile ilgili, yurt dışı borçları ile ilgili bütün göstergelerin son derece iyileşmesine, sanayi üretiminin, kapasite kullanım oranının artmasına, ihracatın geçtiğimiz üç ayda, özellikle ocak ve şubat aylarındaki tarihi rekorlara ki nisan ayında da aynı göstergelerle çok üst düzeyde ihracatımızı artırmaya devam edeceğiz; bütün bu olumlu göstergelerin olduğu ortamda Türkiye ile ilgili kredi derecelendirme kuruluşlarının yapmış olduğu açıklamaları son derece sığ olarak görüyorum. Derslerine iyi çalışılmamış açıklamalar olarak görüyorum. Türkiye'deki ekonomik gelişmeleri, Türkiye'deki dinamizmi iyi ölçemememişler olarak görüyorum. İnşallah bunların nisan ayı sonu itibarıyla, mayıstan itibaren çok daha farklı göstergelerle tekrar değerlendirildiğini göreceksiniz. İç piyasada geçici, göreceli olarak taleplerin ertelendiği durgunluk döneminin tüm bu gecikmeleri, ertelemeleri telafi edecek şekilde ortadan kalkacağını hep beraber göreceğiz. Moody's'in ve diğer kredi derecelendirme kuruluşlarının ağustos gibi yapacakları diğer derecelendirmelerde Türkiye'nin çok başka olacağını hep beraber göreceğiz. Kaldı ki bizim için gerçek gösterge matematik değerlerdir. Türkiye'nin dış ticaret açığının daralması, cari açığının daralması, istihdamın artması, ihracatın artarak üretimin artması, elektrik tüketiminin artması, sanayi kapasite kullanım oranlarının artması, sanayi üretiminin değer olarak yüzde 20'ler civarında artması bizim için yeterlidir."

        Ekonominin içinden geldiğini, eğitimini aldığın ve reel ekonominin tüm kademelerinde bulunduğunu ifade eden altını çizen Zeybekci, Denizli İhracatçılar Birliği Başkanlığı, Türkiye İhracatçılar Meclisi üyeliği yaptığını, Türkiye'nin ekonomik kriz yaşadığı, 5 Nisan kararlarının alındığı dönemlerde sanayici ve ihracatçı olduğunu kaydetti. "Dolaysıyla bu alanda yaşanan tüm olumsuzluklarda parmaklarını ve ellerini yakarak geldik. Yani Türkiye'de sanayinin ne demek olduğunu, üretimin ne demek olduğunu, ihracatın ne demek olduğunu, ihracatın Türkiye için ne anlam ifade ettiğini bilen birisiyim" diyen Zeybekci, bu bilgilere dayanarak konuştuğunu, Türkiye 2014'te çok farklı olacağını, ihracata, büyümeye ve üretime devam edeceğini söyledi.

        MERKEZ BANKASININ FAİZ DÜŞÜRME EĞİLİMİNİ DESTEKLEMESİ YETERLİ

        Merkez Bankası'nın faizleri indirmemesi ile ilgili soru üzerine, Merkez Bankası'nın özerk bir yapısı, kendine has kanunu olduğunu ifade eden Zeybekci, şunları söyledi:

        "Şimdi bunu 2 soruyla cevaplamak istiyorum. Merkez Bankamız faiz oranlarını neden artırdı? 27 Ocak günü açıklama yaptı. Dedi ki, 28 Ocak tarihinde olağanüstü para kredi kurulunu toplayacağım. Bunu demesi bile o 2,39'a kadar çıkan dolar-lira kurunu 2,24'lere çekmek için yetti. Yani Merkez Bankası faizleri Türk Lirası'nın aşırı değer kaybını, doların aşırı değerlenmesiyle ilgili o spekülatif amaçlı, yani büyük bir kırılma olarak değerlenmesini dengelemek için yaptı. O sözü söylemesinin bile yettiği ortamda Merkez Bankası'nın ertesi gün 28'inde yaptığı toplantıda, gerek bizim gerekse Türk ve dünyadaki finans piyasalarının beklentileri Merkez Bankası'nın yüzde 1,5 ile 2,5 aralığında bir faiz artışına gideceğiydi. Merkez Bankamız belki gelişmelerden, bunu söylerken dikkatli söylemeye çalışıyorum ama, biraz fazla paniğe kapılarak yüzde 5 ortalamayla faiz artışı yaptı. Gerekçesi spekülatif amaçlıydı ve siyasi riskti, ekonomik bir bozulma değildi. Bu gerekçe 30 Mart'ta ortadan kalktı mı? Çok büyük bir oranda kalktı. Evet Türkiye'nin önünde bir seçim daha, Cumhurbaşkanlığı seçimi vardır. Ama millet Cumhurbaşkanlığı seçiminin bir risk olmadığını teyit ederek 30 Mart'ta bir sonuç ortaya koydu. Onun üzerine beklenti şudur: Merkez Bankası'nın faizle ilgili illaki faizi düşürmesine, 'düşürüyorum yarın' demesine de gerek yok. Sadece faizin düşme eğiliminin desteklenmesi bile buna yeterlidir. Yani 'faizin önümüzdeki dönemde artık yüksek seviyelerde olmasının gerekçeleri ortadan kalmıştır' demesi bile olumlu etkiler yapacaktır. Kaldı ki en kısa sürede ekonomi piyasası bunu bekliyor. Çünkü açıklamalardan sonra gösterge faiz yüzde 10'un altına indi. Merkez Bankası'nın faizinin altına indi."

        GELECEK YILLA İLGİLİ ENFLASYON BEKLENTİLERİ YÜZDE 7'LERİN BİRAZ ALTINDA

        Bir ekonomi yazarının bugünkü köşe yazısında kendisini eleştiren yazıyı örnek gösteren Zeybekci, şöyle devam etti:

        "Bizim yanlış hesapladığımız bir şey daha var. Orada şunu söylüyor: 'Türkiye'de enflasyonun yüzde 8,30 olduğu bir ortamda faizin yüzde 10 olması beklenir ve onun altına inmemesi gerekir' diyor. Bunu ekonomi ile ilgili yorum yapan Türkiye'deki bir gazetenin köşe yazarı yazıyor. Burada dikkat etmemiz gereken enflasyon bir yıl gerinin ortalamasıdır. Faiz ise bu dakika itibariyle bir yıl ilerisinin göstergesidir. Bunun için faiz bugünden bir yıl sonrasına yüzde 10 dediğimiz zaman enflasyon olarak da önümüzdeki bir yılın beklentisini almak zorundasınız. Yani birini bir yıl geriden alıp da ötekini bir yıl ileriye koyduğunuz zaman bu sağlıklı bir yaklaşım değildir. Türkiye'nin önümüzdeki bir yılla ilgili enflasyon beklentileri yüzde 7'ler hatta biraz altındadır. Dolayısıyla Türkiye'nin buna uygun faiz oranlarıyla Türk ekonomisinin muamele görmesi, kendini yeniden yapılandırması gerekir. Kaldı ki Türkiye 2013 Mayıs ayında yüzde 4.6 faiz oranlarını gördü. Bunun için Merkez Bankamızın bütün bunları yeniden değerlendireceğine inanıyoruz. Ekonomi Bakanlığı olarak, tabii ki Başbakanımızın da beklentileri bu yöndedir. Diğer taraftan Merkez Bankamızın kurlarla ilgili de bu dönemdeki döviz satın alma yönünde yapacak olduğu girişimleri de döviz rezervlerini artırma yönünde yapacak olduğu girişimleri de sonuna kadar destekleyeceğiz." AA

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ