Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Vurgun gibi ithalat - Makro Ekonomi Haberleri

        İthalatın devletin kontrolünde ve mevzuatlar çerçevesinde, sağlığımızı tehdit eden vurgun tarafı olduğunu biliyor muydunuz? 100 Euro'nun altındaki her şeyin, sanal siparişlerle ve posta yoluyla ülkemize girebildiğini söylesem, ne dersiniz?

        Devletin çeşitli kurumlarından ilaç, kozmetik ürün ve sporcu gıdalarının ithali için zorlu bir süreç izleyerek ithalat izni alan firmalar, internet üzerinden yapılan doğrudan ve kontrolsüz siparişlerle yok olmak üzereler. Devlet de ciddi vergi kaybı yaşıyor. Kontrolsüz ithalatın sağlık boyutunu Sağlık Bakanı Recep Akdağ'a havale ediyorum.

        Her ay açıklanan ihracat rakamlarının, ithalatın altında kalması ve sürekli dış ticaret açığı verilmesini henüz yeterince tartışmış değiliz. Ankara Ticaret Odası'nın (ATO) ithalat raporu, bu anlamda umarım bir katkı sağlar. Zira defalarca yazmama rağmen ithalatın daha rantabl yapılabilmesi konusunda yeterli mesafe kat etmiş değiliz.

        Mesela, yaklaşık 100 USD değeri ve üzerindeki Çin ya da başka ülkelerin ithal ürünleri için bile teknik destek, servis garantisi gibi şartlar var mı? Bu tarz ürünlerde tüketici mağduriyetini birilerinin düşünmesi, milli kaynakların heba olmaması için önemli. Sanayi ve Ticaret Bakanı Nihat Ergün'e önemli sorumluluklar düşüyor. Ancak daha önemli görev ve sorumluluk gümrüklerden sorumlu Devlet Bakanı Hayati Yazıcı ile Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in uhdesindeki birimlerin.

        İnternet üzerinden siparişi veriyorsunuz. 100 Euro'nun altındaki her şey posta yoluyla evinize, işyerinize kadar geliyor. Önemli olan tek siparişte 100 Euro sınırını aşmamak. Bunun için de çok formül var. Arkadaşlar, komşular, aynı adres ve isim için farklı zamanlarda siparişler gibi. Ayrıca riskli görülen siparişler ise tişört veya tekstil mamulü adı altında Türkiye gelebiliyor. Sanal siparişler DHL, UPS ve Fedex gibi şirketlerle adrese ulaştırılıyor.

        Elimde çok somut örnek var. Yükselmekte olan vücut geliştirme veya sporcu pazarında tam bir ithalat rezaleti yaşanıyor. Bu ürünlerin en büyük üretici ve dağıtıcısı ise Amerika. Sporcu gıdası olarak anılan protein tozları, başta vitaminler olmak üzere çeşitli hapların ithalatını yapmak istemeniz halinde uymanız gereken mevzuatlar var. Bu tarz ithal edilen ürünlerin hepsi Tarım ve Sağlık bakanlıklarının özel iznine tabi. Hepsinin etiket ve içerik yasası var. Ama uyan yok.

        İthali en zor ürünler denetimsiz geliyor

        Türkiye Cumhuriyeti'nin en zorlu ithalat ürünlerini sağlık ve gıda kalemleri oluşturuyor. En fazla denetlenen ürünler olması sebebiyle gümrükten 30 ile 40 günden önce çekilemiyor. Ankara Hıfzıssıhha ve Ankara Eczacılık Fakültesi'nde analiz ediliyor. İçerik ve etiket denetimi, gümrük süresi, vergilendirme derken ortaya ciddi bir maliyet çıkıyor. Ancak en azından kendi mevzuatlarımıza uygun, güvenli ürünler kontrollü olarak ithal ediliyor.

        Hatta bazı ithal ürünlerin içeriği bizim mevzuatlara uygun olmadığı için Türkiye'ye uygun üretim için sipariş veriliyor. Doğal olarak bu durum da maliyetleri daha da yukarı çekiyor. Bir elin parmaklarını geçmeyen ithalatçı firmalar da mecburen bu detaylara uyuyor.

        Ancak mevzuatlara, denetimlere, kontrollere ve vergilendirmeye uymayanların yoğunluğu, pazardaki hâkimiyeti ise daha büyük. Tam bir rezalet söz konusu.

        Türkiye'den Amerika'ya herhangi bir gıda maddesinin bile posta yoluyla girmesi söz konusu değilken, Amerika'dan Türkiye'ye yasal olarak ithaline izin verilmeyen ilaçlar, gıda maddeleri bile bu yolla rahatlıkla gelebiliyor.

        Sporcu gıda pazarının büyüklüğü ise 100 milyon USD.

        Özel spor salonları, vücut geliştirme merkezleri bu işin öncülüğünü yapıyor. Artık kişisel sipariş eşiği aşılmış. Bu yolla temin edilen ürünler, Hydroxcut, Cell-Tech Hardcore, ZeroShot gibilerini eczaneden mesela 50 TL'ye almak yerine, sanal siparişle yarı fiyatına satın almak veya çeşitli merkezlerde daha ucuza temin etmek mümkün.

        Amerika'dan Türkiye'ye yönelik sporcu gıdalarında öyle bir pazar oluşmuş ki, iki büyük firma özel sanal satış ağı bile kurmuş ve diğer Amerikan şirketleri bunlarla rekabet edemiyor.

        Yarın aynı konuya farklı bir noktadan devam edeceğim...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ