Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Neden dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz? - Makro Ekonomi Haberleri

        Gülin YILDIRIMKAYA

        gulinyildirimkaya@haberturk.com

        BİR hafta içerisinde akaryakıt fiyatlarına gelen ikinci zam zaten bir önceki zamda başlayan tartışmaların iyice alevlenmesine neden oldu. Bir depo benzinde pompa maliyetinin 200 TL’ye ulaşmasının ardından Türkiye’de ilginç bir eylemin de hazırlığı alttan alta sürüyor. Tüketici derneklerinin organizasyonuyla pazar günü tüm yurtta araç sahiplerinin kornalarıyla protesto edeceği “dünyanın en pahalı benzini” tartışmasının siyasete de sıçraması CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Benzin istasyonları vergi dairesine döndü” sözleriyle neredeyse kesinleşmiş durumda. Hükümet ve akaryakıt istasyonları cephesine göre son iki yılda 45 dolardan 90 doların üzerine çıkarak ikiye katlanan petrol fiyatları nedeniyle bu zam “çok normal”. Buna karşılık karşıt cephenin tezi de aynı ölçüde çarpıcı: “Petrol fiyatları bütün dünyada yükseliyor. O halde neden dünyanın en pahalı benzinini Türk halkı kullanıyor?” İşte önümüzdeki günlerde de çok tartışılacağı aşikâr akaryakıt zamlarıyla ilgili karşıt görüşler...

        ‘Vergiler yüksek ama bu vergilerle yeni yatırımlar yapılıyor’

        Habertürk Yazarı Güntay ŞİMŞEK:

        TÜRKİYE enerji havzalarına yakın bir ülke olmasına rağmen toplamda enerjisinin % 70’ini ithal ettiğinden ciddi bir vergi baskısı var. Vergi oranları oldukça yüksek ve haksız vergiler var. Ama netice itibarıyla en önemli etken ithal ediyor olmamızdır ve bunun bir bedeli vardır. İkincisi yine enerji havzalarına çok yakınız ama bence bu enerji havzalarındaki büyük oyunculara Türkiye iç piyasayı tam anlamıyla açmış, rekabet edilebilir, tam anlamıyla liberal bir ekonomi uygulanabilir bir halde olduğumuzu henüz söyleyemiyorum. Petrol istasyonlarındaki rakamların birbirleriyle rekabet etmediğini görüyorsunuz, hemen hemen hepsinde aynı fiyatlar uygulanıyor. Rekabet tarafının daha çok hizmetle ilgili olduğu söylenebilir, ya promosyon veriyorlar ya daha iyi benzin istasyonları yapıyorlar. Ciddi şekilde enerji şirketlerinden temin edilen vergiler var. Hükümetin de bilançolarını buna göre ayarlaması söz konusu bu bilançolardan vazgeçmediğiniz müddetçe ve enerjiyi de büyük oranda ithal ettiğiniz sürece bu rakamlar maalesef kaçınılmaz olacaktır. Ucuzlaması anlamında bir baskı yapılacaksa o da vergi oranlarıyla ilgili olabilir. Ama diğer taraftan buradan elde edilen vergiler de hükümetlerin yeni yatırımları, çalışmaları yapmasını sağlar. Önümüzdeki yıllarda Türkiye Petrol Anonim Ortaklığı’nın halka açılması gibi bir çalışma var. Oranın ciddi bir mali yapıya kavuşması lazım ki halka açıldığı zaman topladığınız parayla yakın enerji havzalarında yatırım yapasınız, oralarda üretici konumunda olasınız. Üretici konumunda olunca daha iyi oyuncu olursunuz ve daha iyi rakamlardan petrol ithali yaparsınız Bu da iç piyasaya yansır, hem de siyasi anlamda bölgede daha etkin bir ülke konumuna gelirsiniz.

        ‘Akaryakıt fiyatını vergi yükseltiyor bu da olumlu bir iştir’

        Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Müsteşarı Yurdakul YİĞİTGÜLEN:

        4 liralık litre fiyatının tüketici açısından kabul edilebilir seviye olup olmaması tartışılabilir ama genelde enerji üzerinde vergi olması, enerji verimliliği açısından, enerjinin daha iyi kullanılması açısından önemli bir gelişmedir. Ama bu seviyede mi olmalıydı? Daha düşük bir seviyede olabilir miydi veya bütün yakıtlara eşit dağıtılabilir miydi? Denizcilik sektörüne uygulandığı gibi belli sektörler için daha az vergi uygulama imkânı olabilir mi? Kaçakçılığa kaymadan bu iş nasıl kontrol edilir? Bunlar sorulması gereken sorular. Şu anda bizdeki vergilerin seviyesi dünyadaki diğer ülkelerle kıyasladığımızda, onların vergi seviyelerinden daha yukarıda yer alıyor. Bunun artıları eksileri var, sonuçta bu akaryakıt yurtdışından ithal ediliyor ve daha efektif kullanılması açısından üzerinde vergi olması, fiyatının yüksek olması olumlu bir iştir. Bu maliyetler bir şekilde belli oranlarda, belli yüzdelerde ürettiğiniz hizmetler içine dahil oluyor. Üretim yapan bir firma ürünlerini demiryollarına taşıtmış olsa; onun satış elemanları eğer benzin yakarak müşterilerini ziyaret ediyorlarsa, onlara araçlarıyla hizmet veriyorlarsa tabii ki bunun maliyetleri de bir şekilde ürünün içine dahil olur ve bizim mal ve hizmetlerimizde göreceli olarak diğer ülkelere göre bir artış olur. Bunu da dikkate almak gerekir. ‘Akaryakıt fiyatını vergi yükseltiyor bu da olumlu bir iştir’ ‘Akaryakıt fiyatını vergi yükseltiyor bu da olumlu bir iştir’ ‘Akaryakıt fiyatını vergi yükseltiyor bu da olumlu bir iştir’ ‘Akaryakıt fiyatını vergi yükseltiyor bu da olumlu bir iştir’

        'Vergi bizlerden değil benzini satandan alınısın!

        Tüketiciler Birliği Genel Başkanı Nazım KAYA:

        2010 bütçesinde de, 2011 bütçesinde de dolaylı toplam vergiler içindeki payı % 70’i buluyor. Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran % 35’dir. Yani kazanandan % 65 vergi alır, % 35 de tüketim üzerinden, katma değer vergisi, özel tüketim vergisi vb. dir. Türkiye’de bu tam tersinedir. Yani zenginden değil fakirden alan bir vergi sistemi söz konusudur. İktidar, 2009 yılında yaptığı akaryakıt tüketim vergisi tahsilatı 26 milyarken % 25’lik artışla 2010 yılında bunu 32 milyara çıkarmıştır. 2011 bütçesinde de 34 milyarlık akaryakıt tüketim vergisi tahsilatını ön görüyor. 4 liraya tükettiğimiz benzinin 2.5 lirası özel tüketim vergisi ve KDV’den oluşmakta, 1.5 lirası ise akaryakıtın vergisiz piyasa fiyatıdır. 1.5 lirayı dağıtıcı bayii, nakliyeci, pompada çalışan işçi paylaşıyor ve karınları doyuyor. Ama bu kadar emeğe karşılık 1.5 lirayı paylaşan bu aktörlerin yanında parmağını dahi oynatmadan 2.5 lirayı kasasına indiren bir vergi sistemi söz konusu. Evet bugün vergi daireleri kapatılsa sadece benzin istasyonları çalışsa dahi bu sistem aksamadan bu şekilde gider. Tüketicinin tepkisini kitlesel eylem haline getireceğiz, Pazar gününden itibaren eylemlerimiz başlayacak. Sirkeci Postanesi’nden Başbakanlık’a faks eylemini gerçekleştirdik ve bütün tüketicilerin aynı faksı göndermesini istedik. Nisan ayı sonuna kadar Avrupa’daki soğuklar gerekçe gösterilerek yapılan zamları da dikkate aldığımızda nisan ayı sonuna kadar benzinin 5 lirayı bulması korkusunu yaşıyoruz. 2008’deki mali kriz nedeniyle getirilen vergiler ve deprem nedeniyle ortaya konan özel tüketim vergisi; deprem unutuldu, depreme karşı tedbirler unutuldu, 2008’deki mali kriz unutuldu ama vergileri sırtımızda kaldı.

        ‘Fiyatlar altından kalkılacak gibi değil, kaçakçılığı tetikliyor’

        Enerji Uzmanı Necdet PAMİR:

        SENELERDİR söylediğimiz bir şey var, gelir gider dengesini sağlamanın yolu olarak gelir kalemini artırmak için bu vergiye dayanıyorlar. Tüketmeden yapmanız mümkün değil, yani ulaştırma sektörünün olmazsa olmaz girdisi petrol. Bugün Türkiye’de tüketilen enerjinin % 31-32’sini siz petrolle karşılıyorsunuz. Bunun yerine bir şey koyamazsınız. İnsanların zorunlu olduğu, yaşamını sürdürmek için kaçınılmaz olarak kullanmak zorunda olduğu bir şey. Önce ÖTV son derece yüksek, dünya ortalamasının üstünde. En yüksek vergiyi koyuyorsunuz, o yetmiyor bir de üstüne KDV koyuyorsunuz yani vergiden de vergi alıyorsunuz. Son derece yanlış bir politikayla, ülke üretmeyen bir ekonomi haline getiriliyor ve bu bir taraftan maalesef akaryakıt kaçakçılığını da tetikliyor. Bu kadar yüksek vergi olduğu zaman birilerinin kaçakçılığı göze alması daha kolay oluyor. Ülkeye iki taraftan büyük zarar veriliyor. İnsanların bunun altından kalkması hakikaten mümkün değil. Gerçi vergiler bir anlamda talebi kontrol altına almanın bir unsurudur ama buradaki hadise o değildir. Dediğim gibi Türkiye ekonomisi üretmiyor ve bütçeyi vergilerden denklemeye çalışıyorlar. Bu sürdürülebilir bir şey değildir.

        ‘Dünyada fiyat düşerken, Türkiye fiyat artırdı!’

        Ekonomist İbrahim KAHVECİ:

        2009’un ortalarında petrol fiyatları küresel krizden dolayı hızla düşerken Türkiye’de perakende dağıtım şirketleri dünyadaki düşüşü gecikmeli yansıtıyorlardı. EPDK bunu bahane ederek geçen yıl enerji fiyatlarına el koydu, yurtiçi dağıtım fiyatlarını % 10-15 seviyelerinde sert bir şekilde aşağıya çekti. Bunun ardından Maliye akaryakıt fiyatlarına ek vergi koydu. Bir süre sonra EPDK “Ben işimi bitirdim” deyip fiyat belirlemesini tekrar piyasaya bıraktı. Ama geçen yıl enerji fiyatları, akaryakıt fiyatları dünyada düşerken vergi artırarak yurtiçine yeterince yansıtılmadığı için şimdi dünyada akaryakıt fiyatları 90 dolar ama Türkiye’de 150 dolarlık fiyatları geçmiş durumda. Petrol fiyatları 147 dolarken dolar kuru da Türkiye’de 1.10-1.20 seviyesindeydi. Ama her şeye rağmen 140 doları 20 ile çarptığınız zamanki rakamla bugünkü petrol fiyatı açıklanamaz, akaryakıt fiyatlarının yüksekliğinin sebebi alınan vergilerdir. Bu yükselişin durması için Maliye’nin geçen yıl akaryakıta koyduğu ek vergileri kaldırması gerekir. Bütçe açığını azaltmak için vergi artışına tamam ama eğer bu vergi artışları üretim faktörlerine yönelik vergi artışıysa o daha büyük zarar olarak geri döner. Şu anda tam da bunu yaşıyoruz. Geçen yıl hesaplamadan bütçeyi düzenlemek için akaryakıta koydukları vergiler şimdi döndü. Dünyada petrol fiyatı 90 dolara geldi. Türkiye’de ise 147 doların çok daha üzerine çıktı. Bunun otomatik fiyatla alakası yok, geçen yıl dünyada petrol fiyatları düşerken sen Türkiye’de vergi üzerine vergi koydun, şimdi o vergili fiyatlardan dolayı petrol dünyada 90 dolar Türkiye’de 147!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ