Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Şekerde lobi iddiası: Milyar dolarlık pazar - Makro Ekonomi Haberleri

        HABERTÜRK TV'de HABERTÜRK Özel programında Nişasta Bazlı Şeker üretimiyle ilgili ilginç iddialar ortaya atıldı:

        Yiğit Bulut:

        2001 krizinde Kemal Derviş Türkiye'ye gönderildiği zaman cebine 15 maddelik bir kağıt koydular. Bunlardan bir tanesi şeker yasasıydı. İçinde Telekom yasası vardı, şeker yasası vardı o kağıtların. MHP'li bir Bakan feda edildi bu tartışmalar sırasında. Bakan gitti yani. O şeker yasasında neden bu kadar büyük kavgalar çıktı? Türkiye'den neden ne isteniyordu? Kemal Derviş'i Washington'dan uçağa bindirenler neden bu şeker yasasını cebine koyup gönderdi? Yararımıza mı, zararımıza mı? Bizi çok mu seviyorlardı, kara kaşımıza kara gözümüze mi bakıyorlardı yoksa Türkiye bazı uluslararası NBŞ üreticileri için cennet haline mi geldi sonrasında?

        Şeker-İş Sendikası Başkanı İsa Gök:

        Bu konudaki değerlendirmenizi ben de çok doğru buluyorum. Türkiye'de 2000 yılında olan özelleştirmelerle 2001 yılında çıkan şeker kanunu ve 2003 yılında özelleştirmenin uluslararası bir kartele ihale edilmesi, 2004 yılında Şeker Kurumu'nun Bakanlar Kurulu kararıyla kapatılması, 2001 yılında şeker kanunuyla beraber Türkiye'nin NBŞ ile tanışması, ona kota verilmesinin arkasında neler olduğunu iyi görmemiz gerekiyor. Türkiye bulunduğu coğrafya itibariyle ve AB ile ilgilendiğimiz zaman da iklim açısından pancar üretimine en elverişli ülke. Etrafı şeker ithalatçısı ülkelerle çevrili. Türkiye eğer pancardan şeker elde etmeye devam ederse buralarda hakimiyeti söz konusu olacaktır. 2005'teki AB Şeker Rejimi'ne baktığınızda da bunu görürsünüz. AB 27 ülke içinde 6 ülkede pancardan şeker elde etmesine yol açıyor. Diğer ülkelerin pancardan şeker elde etmesini yasaklıyor. Bir yerde ülkeleri sabitliyor. AB, kendi ihtiyacını altı ülkeden karşılayacağıyla ilgili bir Şeker Rejimi ortaya koydu. Bu Şeker Rejimi'nin gereği de Türkiye'ye çeşitli yollardan baskı yaparak Türkiye'nin pancar şeker sektöründen çekilmesi isteniyor.

        VİDEO 1 İÇİN TIKLAYIN

        Yiğit Bulut: Trilyon dolarlara hükmeden lobiler bunlar.

        Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin:

        Olayı daha anlaşılır hale getirelim. Halkımız bizi izliyor. Meslek olarak tarımcıyım. Tarımı iyi bilirim. Bilime inanan bir insanım. Türkiye'deki hekimleri seven sayan bir insanım. Yavuz Bey'i izledim, bir hekimimiz, saygın bir insan. Araştırması da önümde. Bu araştırmada 188 bin kişiyle yapılan bir çalışma belirtiliyor. 86 bin kişilik bir çalışmanın sonucunu kendisi aktarmış. Net bir biçimde görülüyor ki, ABD'de bu işin ciddi araştırması yapılarak bunun insan sağlığına zarar verdiği ortaya konulmuş. Uzman bilim insanlarının çok ciddi tespitleri var. Eğer bilim insanları bu endişelerini, araştırmaları, Türkiye'deki insanlar bu konudaki endişelerini dile getiriyorsa Türkiye'deki konuşmalara inanırım. "Türkiye'de böyle bir lobi yok" dendi. Bu lafa kargalar güler. Dünya biliyor, Türkiye biliyor. ABD Büyükelçisi Türkiye'ye geldiği zaman Sayın Başbakan'dan ne istediğini biz biliyoruz. Sayın Kemal Derviş'in, bu yasalarda şeker pancarı kotasını daraltarak NBŞ kotasını artırması konusundaki yasaların Meclis'ten nasıl geçtiğini Türk halkı biliyor. Sadece ekonomik kaygılar olarak bakmak veya sadece sağlık anlamında bakmak değildir. Her yönden değerlendirmeliyiz. Her meslek kuruluşu kendi açısından değerlendirmek isteyebilir. Ama bizim gibi kuruluşlar her meslek grubunun çıkarlarına, sağlık güvenliğine bakmak zorundadır. Mısır üretimine de şeker pancarı üretimine de ihtiyacımız vardır. Mısır üretimini sadece NBŞ üretimine bağlarsanız, mısır üreticilerine "Aba altından sopa gösterme" anlayışını reddediyorum. Sadece mısır sadece NBŞ'de kullanılmaz, tarımda pek çok faaliyette kullanılır.

        VİDEO 2 İÇİN TIKLAYIN

        Türkiye İçecek Gıda Dernekleri Federasyonu Üyesi İlknur Menlik:

        Sayın Yetkin'e katılıyorum. Şeker üretimi yapan çiftçimizle mısır üretimi yapan çiftçimiz aynı konumda. Ne üretimi yaparlarsa yapsınlar yasalar çerçevesinde maksimum derecede gelir elde etmeleri önemli. Gıda sanayisinin geldiği nokta önemlidir. 17 bin 300 gıda işletmesi var. Toplam gıda üretim kapasitemiz 186 milyon ton. Bunun 14 milyon tonu şekerli mamul sanayisine ait. Demek oluyor ki yüzde 7.46. Kayıtlı istihdamımız yüzde 14.1'i şekerli mamul sektöründe. Gıda multidisipliner bir sektördür. Toplam ihracatımız Afrika, Türk Cumhuriyetleri'ne, AB'ye ihracat yapıyoruz. 5.9 milyar dolar.

        Yiğit Bulut: Suriye'de Türk çikolatası yedim ama Fransa'da yemedim...

        İ.M.: Güçlü olduğumuz pazarlar var zayıf olan pazarlar var.

        Y.B.: Kazakistan'a sokuyorsunuz ama Almanya'ya sokamıyorsunuz bu ürünleri...

        İ.M.: 5.9 milyar dolar toplam gıda ve içecek ihracatımız var. Bunun 628 milyon doları şekerli mamul sektöründen geliyor. Bizim toplam şekerli ürün ihracatımız yüzde 10'a tekabül eder. Bunlar sadece rakamlar. Hiçbir rakam, insan sağlığından daha önemli değil. Bu rakamlarla gurur duyuyoruz. Standartlara, dünya standartlarına uygun üretim yapan bir sektör olmasak bu ticareti dünyayla yapamayız.

        Y.B.: Peki ülke ülke biliyor muyuz? Nereye ne kadar ihracat yapılıyor?

        İ.M.: Envantere bakmak lazım. Alt sektörler bazında ayrıca bakalım. Konu burada büyür. AB Genel Sekreterliği tarafından ülkemizi tanıtan bir döküman hazırlanmış. Onların bizi tanıtırken kullandığı bazı sözler var. "Türkiye, önemli bir şeker ihracatçısıdır" diyor. Bizim tarımsal potansiyelimiz de sayılmış.

        VİDEO 3 İÇİN TIKLAYIN

        FRUKTOZDAKİ ÜÇ BÜYÜK TEHLİKE. TIKLAYIN

        ABD BÜYÜKELÇİLİĞİ İDDİALARI YALANLADI... TIKLAYIN

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ