Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Türk Ticaret Kanunu değişikliğine Babacan yorumu - Makro Ekonomi Haberleri

        GAZETE HABERTÜRK / Abdurrahman YILDIRIM

        Başbakan Yardımcısı Ali Babacan “Bu kadar yasak getirdiğiniz anda kayıtdışına çıkacaklar. Milletimiz pek zeki, bunu arkadan dolanmanın 40 yolunu bulacaktır. İdeal yapıya yasakla hapisle değil ama teşvikle yönlendirmeyle ulaşılmalı” dedi.

        Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın 10 yıldan beri sürdürdüğü istişare toplantılarından sonuncusunda Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklikler, Avrupa krizi ve kıdem tazminatı fonu hakkında detaylı bilgiler öğrendik. Merkez Bankası Başkanı Erdem Başçı ile Başkan Yardımcısı Mehmet Yörükoğlu’nun hazır bulunduğu toplantıda “Küresel ekonomideki gelişmeler, Avrupa krizi ve Türkiye ekonomisinin geleceği” ele alındı. Çoğu akademisyenlerden oluşan gazete köşe yazarları ve televizyon yorumcularının katıldığı toplantıda Ali Babacan’ın açıklamaları özetle şöyle:

        * “Türk Ticaret Kanunu’nu bir bütün halinde Meclis’ten diğer partilerle anlaşarak, hızlı ama tartışmadan geçirdik. Uygulama tarihini ileriye attık. Resmi Gazete’de yayımlanır, o zaman herkes ciddiye alır, tartışır diye düşündük. Şikâyetler de geldi. Bütün ilgililerle üç kez altışar saatlik toplantılar yaptık. Çok tartıştık. Sonunda 70-80 maddeyi değiştirmeye karar verdik. Bunun kanunu sulandırmakla hiç ilgisi yok. Kanunu şimdi Türkiye gerçeklerine uygun hale getiriyoruz. Bu değişikliği Meclis’e bir teklif olarak sunacağız, diğer gruplarla da anlaşma yoluna gideceğiz.

        DENETİM, YASAK, HAPİS

        * Kanun çok yasaklayıcı ve iş yapanlara baştan potansiyel suçlu olarak yaklaşıyor, özünde denetim, denetim, denetim diyor. Onun için de şu yasak, bu yasak, öteki yasak deyip hapis cezaları getiriyor. Halbuki bu kadar yasak getirdiğimiz anda bunlar kayıtdışına çıkacaklar. Şirket kasasından para almasını tamamen keserseniz bu kez patron şirkete sermaye koymayacak. Ya ne yapacak, dönecek parasını şirkete borç olarak kullandıracak. Maşallah bizim milletimiz pek zeki, bunu arkadan dolanmanın 40 yolunu bulacaktır. Bu nedenle ideal yapıya, yasakla hapisle değil ama teşvikle yönlendirmeyle gidilmesi en uygunu.

        KAYITDIŞINA ÇIKARLAR

        * Şirketten para çekmek ortakların haberi ve onayıyla olacak. Yönetim kurulunun onayı gerekecek. Para çekecek olan ortağın ayrıca sermaye taahhüdünü tam olarak yerine getirmiş olması da şart. Bunu çok dengeli yapmamız lazım.

        * Küçük büyük bütün şirketler için bütün bilanço ve gelir tablolarının, her şeyin açık bir şekilde internet sitesine konulması da, yan etkileri çok çok sıkıntılı bir durum yaratırdı. Pek çok şirkette faciaya yol açabilirdi. Şahıslar birbirine girerdi. Aile faciaları yaşanırdı. O kadar parasının olduğunu bilen eş dost ve yakınlar kapıya dayanırdı. Ticari sır denen bir kavram vardır. Bankalar da müşterilerinin bilgilerini dünyanın her tarafında vermezler, açıklamazlar. Biz şimdi internet sayfasına konulacak bilgileri Ticaret Sicil Gazetesi’nde yayınladığı haliyle olsun istiyoruz. Daha şirketler büyüme aşamasında, her şey bu kadar açık olursa kayıtdışına çıkarlardı. Halka açık şirketlerde ise durum başka. Hesap vermesi gereken bir kitle var. Şirket halka açılmayla sınıf değiştiriyor.

        HAPİS YABANCIYA ENGEL

        * Bu kadar yasak ve bu kadar hapis yabancı sermaye için de çok tehlikeli ve dolayısıyla engelleyici bir durum ortaya çıkartır. Bütün bunları gözeterek Türk Ticaret Kanunu’nun 80 maddesini değiştireceğiz. Değişen bu maddelerle de yeni Türk Ticaret Kanunu çok faydalı olacak.”

        '2013 ORTASINA KADAR YAPISAL REFORMLAR İÇİN FIRSAT PENCERESİ VAR'

        Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ekonominin gündemine ilişkin açıklamalarda bulunurken şunları söyledi: “Türk Ticaret Kanun değişikliği ve Sermaye Piyasası Kanunu Meclis tatile girene kadar yetiştirilmeye çalışılacak. Kıdem Tazminatı Fonu’nun kurulması bireysel emeklilik sistemi çerçevesinde olacak. Çalışan adına işveren tarafından yatırılan parayı ve bu paranın ne kadar değerlendiğini doğrudan izleyecek. Devlet hiçbir şekilde bu fona müdahale yapamayacak. Bu sistemde kıdem tazminatını alamayan olmayacak. Şu anda kıdem tazminatı ödenme oranı yüzde 8. Bunun da önemli kısmı kamu kesimine ait. Düzenleme yeni yasama döneminde yapılacak.

        * 1 Ekim 30 Haziran arasında 9 aylık dönem veya 2013 ortasına kadar ekonomide yapısal reformlar için önemli bir fırsat penceresi sunuyor. 2013 sonbaharında ise 2014 yılı seçimleri için takvim hızlanmaya başlayacak ve reformlar yavaşlayacak. Bu açıdan ne yapılacaksa önümüzdeki Meclis döneminde yapılacak. Yoksa bu seçim dönemi için etkin icraat dönemi kapanmış olacak.

        * Türk bankalarının İspanya ve İtalya’da tahvil riski yok denecek düzeyde az.

        * Enerjide dışa bağımlılığın azaltılması için 2023 yılına kadar konutlarda yüzde 30, sanayide yüzde 20, ulaşımda yüzde 15 tasarruf sağlayacağız.”

        AVRUPA KRİZİNDE ÇARESİZLİKLERİ DUYMAK İNSANI ENDİŞELENDİRİYOR

        Bakan Babacan Avrupa’nın ekonomik görünümünü anlatırken 2. Dünya Savaşı’nda gelişmiş ülkelerin kamu borcunun milli gelire oranının yüzde 120’ye kadar yükseldiğini, 2011 yılında ise bu oranın yüzde 105’e geldiğine işaret etti. Babacan, 2050 yılında kamu borcunun milli gelirin yüzde 50’sine inmesi için, her yıl Japonya’da yüzde 12, Yeni Zelanda’da yüzde 11, ABD’de yüzde 10, Fransa’da yüzde 5, İspanya’da yüzde 4 ve Yunanistan’da yüzde 4 faiz dışı fazla verilmesi gerektiğini belirtti. 2012 yılında ödenmesi gereken kamu ve bankacılık sektörü borcunun Euro Bölgesi GSYH’nın yüzde 23’üne çıktığını kaydeden Ali Babacan sorun yaşayan 5 Avrupa ülkesinin bankalara olan borcunun 1.9 trilyon Euro’yu bulduğunu bildirdi. Fransız bankaların 417 milyar, Alman bankaların 339 milyar, İngiliz bankaların da 247 milyar alacağı olduğunu belirten Babacan şunları söyledi: “Yunanistan’ın borç yeniden yapılandırılmasındaki hatalar diğer ülkelerin de risk primini yükseltti. Yunanistan sorununu bile çözemeyen AB problem büyürse, İspanya ve İtalya’ya ulaşırsa, nasıl çözecek diye kaygı yarattı. Fransa’da iktidara gelen Hollande, seçim sürecinde “yapacağım” dediklerini yapmaya kalkarsa bu ekonomi de, İspanya ve İtalya’nın yanına yollanır. Bu açıdan seçimlerde verdiği sözlerden ne kadar dönüş yapacağı dikkatle izlenmeli. Kapalı kapılar ardında Avrupalıların ağzından kriz karşısında seçeneksizliklerini duymak insanı gerçekten endişelendiriyor.”

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ