Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Bankacılık Fatih Altaylı ve Yavuz Semerci Kuveyt Türk'ün ve Abdullah Tivnikli'nin Dicle Elektrik'e verdiği krediyi yorumladı - Para Haberleri

        Banka hortumcuları hortlayacak mı? - Fatih Altaylı yazdı...

        AK Parti iktidarının en fazla övündüğü şeylerden biriydi “Hortumları kestik” cümlesi.

        Haklı olarak geçmişin “hortumcularına” atıfta bulunurlar, Türkiye’yi batağa sürükleyen bankaların patronları tarafından soyulduğu dönemlerin sona erdiğine vurgu yaparlardı.

        Gerçekten de, Kemal Derviş’in yaptığı yasal düzenlemelere hiç dokunmamışlardı ve banka sahiplerinin kendi bankalarından kendi şirketlerine kredi vererek hem haksız rekabet yaratmalarının, hem de bankaların özkaynaklarının sahiplerine peşkeş çekilmesinin ve bu yolla bankaların batıp zararlarının milletin sırtına yüklenmesinin önünü açmadılar.

        12 yıl bu şekilde geçti.

        Kimse de bundan şikâyet etmedi.

        Tam aksine, herkes memnundu, hatta “ciddi” banka patronları bile bundan şikâyetçi değildi.

        Ta ki, mesele Abdullah Tivnikli’ye gelinceye kadar.

        Tivnikli, ki kendisi bu dönemde “Becerikli Abdullah” diye nam salmıştır, önce yönetiminde olduğu şirketlerden birinin bir “girişimi” için yine yönetiminde olduğu Kuveyt Türk’ten “teminat mektubu” aldı.

        Bu durum bile yeterince “gayri etik” ve hatta “tartışmalı” bir yasal durum oluşturur ve eleştirilirken, aynı Tivnikli daha sonra bu girişimini yönetimindeki bankadan aldığı krediyle finanse etti.

        Tivnikli’nin aldığı kredi oranı, yasal sınırların üzerindeydi ve başkası yapsa mutlaka bir “cezai” karşılığı olurdu.

        Ancak yapan kişi “Becerikli” olunca BDDK bir açıklama yaparak “Bunda bir sorun yok, yapabilir” dedi.

        Şimdi BDDK’ya soruyorum.

        Acaba banka sahibi olan diğer gruplar da aynı şeyi yapmaya kalkarsa “Yapabilir” diyecek misiniz?

        Yeni bir “batık bankalar”, daha da doğrusuyla “yeni bir hortumcular” döneminin başlamasına onay verecek misiniz?

        Tanıdığa kredi, tanıdık bir suç!- Yavuz Semerci yazdı...

        2001 finansal krizini unutan var mı?

        O kriz niçin çıkmıştı?

        Yüksek enflasyon-yüksek faiz sarmalı yüzünden mi? Belki...

        İktidarların popülist politikalarından mı? Belki...

        Görev zararı kapsamında kamu bankalarının kaynaklarının hükümetlerce çarçur edilmesinden mi?

        Bankaların denetlenememesi, otoritenin siyasetin emrine girmesi, temel bankacılık kurallarının oluşturulamaması ve etik değerlerin aşındırılmasından mı?

        Banka sahip ve yöneticilerinin kendi şirketlerine kaynak aktarmasından mı?

        Evet temel neden bunlar...

        10 milyarlarca dolarlık hasar yaratan, Hazine kaynaklarını eriten, yüz binlerce insanın işsiz kalmasına yol açan finans krizi böyle çıktı.

        *

        Krizden kurtulurken iki şey yapıldı?

        Bakkal dükkânı açar gibi banka açılmasının önüne geçildi.

        Şirket sahiplerinin ve yöneticilerin, finans kurumunun kaynaklarını kendi işlerine kullanması engellendi. Ekonomi yönetimi bu kurallara sahip çıktı...

        En azından böyle sanıyordum ve uzun bir süredir de bunun aksi yaşanmamıştı.

        Ancak bir işadamı, yönettiği kendi finans kurumundan, dolaylı yoldan sahip olduğu şirkete kredi çekebilmiş ve bu krediye de üst kurul (BDDK) göz yummuş. Yani tuz, tuzu korumakla görevli insanların elinde kokmaya başlamış!

        *

        Kredi verilen şirket: Dicle Elektrik.

        Krediyi veren (bankalardan biri): Kuveyt Türk.

        Krediyi veren bankanın yöneticisi: Abdullah Tivnikli...

        Krediyi alan şirketin en büyük ortağı: Abdullah Tivnikli...

        (Zaman Gazetesi'nin haberine göre, Dicle Elektrik'in hisselerinin yüzde 41'i Doğu Hattı adlı şirkete ait. Bu şirketin büyük ortağı Tivnikli... Diğer şirketin adı Kök Makine. Bu şirketin de yüzde 25 hissesi yine Tivnikli'ye ait...)

        *

        Bankacılık Kanunu'nun 50. maddesi çok açık:

        "Bankalar; yönetim kurulu üyelerine, genel müdüre, genel müdür yardımcılarına ve kredi açmaya yetkili mensuplarına; bunların eş ve velayet altındaki çocuklarına; tek başlarına ya da birlikte sermayesinin yüzde yirmi beş veya fazlasına sahip oldukları ortaklıklara, her ne şekil ve surette olursa olsun nakdi ve gayri nakdi kredi veremez."

        *

        Kanun bu kadar açık ama BDDK (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu), Tivnikli'nin Dicle Elektrik'e doğrudan değil, dolaylı ortak olduğu, kanunda doğrudan ortaklık arandığı gibi bankacıları güldüren bir savunma yaptı. BDDK yöneticileri sanıyor ki, patronluk sadece doğrudan ortak olunca yapılabiliyor!

        Öyle olsaydı Yapı Kredi denilince Koç, Garanti denilince Doğuş, Akbank denilince Sabancı, Turkcell denildiğinde Çukurova, Avea denildiğinde Öge ve diğerleri akla gelmezdi.

        *

        Üstelik bir hatırlatma daha yapayım: O kanun 2000 yılında yaşadığımız krizler bir daha yaşanmasın diye çıktı. 3 kuruş kredi bile olsa (ki pek üç kuruş değil ya) bu kuralı çiğner ve yeni bir içtihat yaratırsan sisteme şu mesajı verirsiniz: "Arkadaş, kredi vereceğin şirkete doğrudan değil, dolaylı ortak ol, bankandan istediğin kadar kredi çek..."

        Bunun anlamı, barajın duvarındaki delik sayısını artırmaktır.

        ''Olmaz, biz sadece sevdiklerimizin kuralı çiğnemesine müsaade ederiz'' deniliyorsa, 2001 krizinde iktidar ile aşk yaşayan patronların sokağa düştüğünü unutmayın derim...

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ