Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi Para Başbakan Yardımcısı Ali Babacan halk bankası, merkez bankası ve yolsuzluk operasyonunu değerlendirdi - Para Haberleri

        Habertürk TV ve Bloomberg HT ortak yayınına konuk olan Ali Babacan, 2013 ve 2014 yıllarını değerlendirdi.

        İŞTE ALİ BABACAN'DAN SATIR BAŞLARI

        - Kısa vadede bu hükümet işin başında, kontrol bizde, siyasi istikrarı büyük bir emekle oluşturduk, istikrarın önemini iyi bilen bir ekibiz.

        - Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarının erozyona uğramasına asla izin vermeyiz.Onun için de ne gerekiyorsa yaparız. Elimizde her türlü enstrüman ve imkan var. Bütün bakanlarımız ve kurumlarımız işinin başında

        - Orta vadeli programda ne açıkladıysak o, revizyon yapmadık.

        - İlk çeyrek tamamlamadan 2014 tümüyle ilgili tahminlerin gözden geçirmek doğru değil

        - Cari açık tek gösterge değil, en tehlikesini cari açık ile birlikte bütçe açığıdır -Büyümenin kaynağının yatırım ve ihracat olmasını istiyoruz. Tamamen iç tüketime dayalı bird tablo istemiyoruz

        - 2014 bütçesi için ilgili önlemlerimizi almış durumdayız

        - Büyüme 2013 yılı için yüzde 3,6 olarak öngörüldü. Şu anda yüzde 3,6'nın biraz üzerinde bir rakamla 2013'ü tamamlayacağız gibi görünüyor

        - Gelişmekte olan ülkeler dünya ekonomisindeki payı gelişmişleri geçti.Önümüzdeki dönemde de büyüme hızları gelişmişleri geçecek.

        DOLAR KURU VE ENFLASYON İÇİN NELER SÖYLEDİ?

        - Sığ işlemlerle kur inip çıkıyor

        - Enflasyonun bu yıl ne olacağı konusunda bir şey söylemek için erken. Bu yıl enflasyonu etkileyecek en önemli unsur kurdur. Kurun nerede dengeye ulaşacağını bugün için bilmek zor. Çok sığ işlemlerle döviz kuru inip çıkıyor.

        - Öncelikle döviz kurunun nerede istikrara ulaşacağını görmek gerekiyor TL'deki her yüzde 10'luk değer kaybının enflasyonu yüzde 1,5 artırıyor. Kurun nerede oluşacağını görmeden bu yılın enflasyonu ile ilgili bir şey söylememek gerek.

        - Türkiye'de Fed'in açıklamalarından sonra bizim reel sektörümüz, şirketlerimiz bir miktar döviz alımlarını öne çektiler. Biz bunu gözlemliyoruz. Dışarıya döviz borcu olan şirketler yapıyor. Bu da tamamen konjonktür gereği kendi kararları. Ama Türkiye'deki toplam mevduat yapısına, TL, döviz yapısına baktığımızda asla öyle bir kayış, böyle ciddi bir trend yok

        MERKEZ BANKASI, TÜİK VE AÇIKLANAN VERİLER İÇİN NELER SÖYLEDİ?

        - Merkez Bankası, 'şunu yapmalı, bunu yapmalı' gibi bazı önerilerde bulunmak bizim için doğru olmaz, bağımsızlığa yakışmaz, nihai karar verici burada Para Politikası Kurulu'dur

        - Merkez Bankası kararlarını basından öğreniyorum, TÜİK başkanı bana bile söylemez ben de verileri basından öğrenirim. Veriler açıklanmadan 10 dakika önce ne ben ne de arkadaşlarım sormayız...

        - TÜİK'te bağımsız bir kurum. Bağımsızlığa özen göstermeli. 'Siyasi irade varken nedir bağımsızlık' diyen olabilir ama bu düşünce yanlış.

        HALK BANKASI İÇİN NELER SÖYLEDİ?

        - İran devletinin Halk Bankasında hesapları var. Biz İran'dan aldığımız petrol ve gazın bedelini bu hesaplara yatırıyoruz. Halk Bankası bu fonksiyonunu yerine getirmeye devam edecek

        - Ondan sonra para trafiğinin yönetimi tamamen İran'ın elinde, çünkü onların parası. Halk Bankamız bu fonksiyonunu yerine getirmeye devam edecek.

        - Öte yandan Irak'la yapılan bu yeni petrol anlaşmasında, Kuzey Irak'tan alınan petrol bedellerinin hangi bankaya yatırılması konusunda görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler sonucunda bizim ısrarımız bunun tamamen Halk Bankası üzerinden olması. Karşı taraftan birkaç gün bazı farklı fikirler doğdu ama 'biz bunu alıyoruz, parasını da buraya yatırıyoruz

        ABD, YABANCI BASIN VE FITCH İLE İLGİLİ SATIR BAŞLARI

        - Fitch'in kasım ayı ile ilgili yaptığı analızı eksik buluyorum.

        - Negatif, olumsuz haberleri cımbızlayıp ön palana çıkarma, özellikle uluslarararası basında bu aralar daha yaygın. Örneğin, bugün Sanayi Üretim Endeksi iyi mi çıktı? Yarın uluslararası basına bakın, bir tane haber göremeyeceksiniz bununla ilgili. Eğer düşüş olsaydı, mutlaka bir iki yerde işlenecekti. Dolayısıyla böyle bir ortamdayız ama önemli değil.

        - Bizim için asıl olan basının ne işlediğinden öte, yatırımcıların neye baktığı çok daha önemli. Çünkü onlar kuşkusuz basını izliyor ama kendileri de analiz yapıyorlar

        - ABD Merkez Bankası'na bağlı felaket senaryoları çizmek lazım

        TÜRKİYE'DEN ÇIKIŞ VAR MI?

        - 17 Aralık'tan bu yana çok enteresan gelişmeler oldu. Hisse senedi piyasasında, tüm o "gürültülü ortamda" 26 Aralık'a kadar 300 milyon dolarlık net hisse senedi satıldı. Buna karşın 27 Aralık'tan bu yana tekrar 270 milyon dolarlık alış yapıldı.

        - 17 Aralık operasyonundan bugüne kadarki sürece baktığımız zaman hisse senedi piyasasına giren çıkan aşağı yukarı başa baş. Nette sadece bir 30 milyon dolarlık çıkış görüyoruz. Bu kadar gürültü, bu kadar hareketlenme ama asıl sermaye hareketlerinde ne olmuş diye baktığınızda tablo.

        - Döviz piyasasına gelince burada da yıl sonuna kadar yaklaşık 400 milyon dolarlık çıkış oldu. Aancak 3 Ocak'ta 215 milyon dolarlık, 6 Ocak'ta 2 milyon dolar, 7 Ocak'ta ise 411 milyon dolarlık giriş oldu.

        - Yine 17 Aralık sürecinin başından bugüne kadar baktığımızda döviz piyasasına net 184 milyon dolar yabancıların girişi var. Tüm bu piyasa, sermaye hareketlerine baktığımızda net anlamda Türkiye'den bir çıkış, kaçış yok.

        - Son dönemde sadece döviz hesabı değil TL mevduatı da arttı

        TÜRKİYE'DEKİ HUKUK VE YARGI SİSTEMİ İÇİN NELER SÖYLEDİ?

        - Önemli olan hükümet işin başında mı? Kurulan yapı için elimizden geleni yapacağız. Hukukun üstünlüğü ilkesini herkes sahiplenmeli. Hangi hukuktan mı bahsediyoruz.

        - Orta ve uzun vadede başka unsurlar var dikkat etmemiz gereken. Orta ve uzun vade için Türkiye'nin bugün karşı karşıya kaldığı en önemli konu, hukuk üstünlüğü ilkesidir. Hukukun üstünlüğü ilkesini herkes sahiplenmedikçe, Türkiye'nin demokrasisinin iyi işlemesi de ekonomisinin iyi ilerlemesi de mümkün olmaz.

        - 'Hukukun üstünlüğü' derken, hangi hukuktan bahsediyoruz? Burada referanslar lazım. Biz evrensel hukuk normlarını benimsemiş bir ülkeyiz. Burada da en önemli referanslarımız, Avrupa Konseyi'nin ve Avrupa Birliği'nin (AB) normlarıdır. Türkiye Avrupa Konseyi'nin tam üyesidir, AB'ye de aday ve katılımcı ülkedir. Dolayısıyla biz, 'hukuk' dediğimizde neyi anlayacağız? Gidip de Afrika'daki herhangi bir ülkenin ya da Orta Asya'daki adını vermek istemediğim bazı ülkelerin hukuk normlarına anlamayacağız kuşkusuz.

        - Artık üstünlüğü kanıtlanmış, dünyaca kabul edilmiş en üstün normları referans alacağız.

        - Türkiye, hukukun üstünlüğünü benimseyip, ne yapacak? Bir hukuk devleti olacak. Hukuk devleti nedir? Hukuk devleti, evrensel hukuk normlarının ışığı altında, anayasasıyla, kanunlarıyla kuralları belli olan ülkedir. Bir ülke eğer hukuk devleti değilse, orada gerçek anlamda bir demokrasi olamaz

        - İyi bir hukuk devleti olamazsak orta gelir tuzağına düşeriz.

        - Biz Türkiye olarak gerçek anlamda bir hukuk devleti olmadıkça, ileri bir ekonomi, gelişmiş bir ekonomi olamayız. Orta gelir tuzağına düşeriz ve orada patinaj yapmaya başlarız. Kurallar çok açık olmalı, kanunlarımızda gri alanlar olmamalı.

        - Maalesef bizim anayasamıza, kanunlarımıza bakın, çok miktarda gri alanlar var ve o gri alanlar, 'bu konuda kural nedir' diye baktığınızda insanların kafasını karıştırıyor. Kanunlar, sıradan bir vatandaşın kolayca anlayıp, idrak edebileceği kadar açık ve net yazılmalı

        - Yargı'nın hızlı ve tutarlı olması gerekli. Aynı davalarda farklı kararlar çıkıyor. Alt ve üst mahkeme kararları farklı olabiliyor. 7 yıl tutukluluklar ve davalar sürebiliyor. Hızlı, tutarlı ve güvenilir bir yargı sistemi önemli.

        - Böyle bir yargı anlayışı, böyle bir yargı sistemi ile ileri bir ekonomiyi, ileri bir demokrasiyi beraber düşünemezsiniz. Dolayısıyla yargı alanında yapılacaklar da çok önemli. Hızlı, tutarlı kararlar alan ve güvenilir bir yargı sistemi. İş dünyası için de bu çok önemli.

        - Yerli, yabancı ayırt etmeden bir yatırımcı, bir problem yaşadığında ve yargıya başvurduğunda gönlünün rahat olması lazım. 'Ben, Türkiye Cumhuriyeti'nin yargısına başvurdum. Oradan hızlı ve adil kararlar çıkar' demesi lazım. Bunu gerçekleştiremezsek, yine ileri bir ekonomi olmak hayal, o 25 bin dolarlık milli gelirler hayal.

        - Asla ve asla yargının içinde, emniyet teşkilatımız içinde farklı yapılanmalara, normal kendi işleyişinin dışında farklı yerlerden talimatla hareket eden gruplara izin vermeyeceğiz. Devlet sisteminde 2-3 başlılık olmaz.

        - Ekonomide ciddi reformlar yaptık, aynısını hukuk ve yargı alanında da yapmak gerekiyor.

        - Fırsat eşitliği olan bir ekonomi önemli. Şeffaf ve hesap verebilir bir devlet anlayışı önemli... Şeffaflığın olmadığı alanlarda suistimal olur

        - Gerçek anlamda bir hukuk devleti olmak için ne gerekiyorsa yapacağız

        AVRUPA BİRLİĞİ HAKKINDA NELER SÖYLEDİ?

        - Türkiye'nin uzun vadeli hedefi AB'ye tam üyeliktir

        - Şangay Beşlisi asla AB'ye alternatif değildir

        - Bürüksel'de AB Bakanlığı'nın bürosu Başbakan Erdoğan tarafından açılacak

        - Türkiye'nin bir AB süreci var. Dolayısıyla Türkiye'nin yönü, hedefi belli. Türkiye, nereye doğru gittiği belli olmayan bir ülke değil. Dolayısıyla AB normlarında, AB müktesebatında ne yazıyorsa, Türkiye oraya doğru yürüyen bir ülke. 'Ben, oraya doğru yola çıkmış bir ülkeye bir adım atarsam, çok daha iyi bir noktaya varırım ve yatırımlarımda başarılı olurum' beklentisi var.

        - Bizim yapmamız gereken, bu varsayıma, bu beklentiye uygun adımları atıyor olabilmek. Burada bizim hep vurguladığımız bir konu var, kurallı piyasa ekonomisi diyoruz.

        - Yani şartları iyi belirlenmiş, çerçevesi iyi çizilmiş, gri alanlardan temizlenmiş, fırsat eşitliği olan ve rekabete dayanan bir piyasa ekonomisi. Yani kimse için özel alanlar oluşturulmaması, kimseye özel bazı imkanlar sağlanmaması ve şeffaf, hesap verebilir bir devlet anlayışı.

        17 ARALIK SONRASI SÜREÇLE İLGİLİ SATIR BAŞLARI...

        - Şeffaflık, hesap verebilirlik ve rekabet. Bunları yan yana koyduğunuzda zaten suistimallere, yolsuzluklara fazla alan bırakmamış oluyorsunuz. Dolayısıyla bizim tüm bu olanların, başlangıç noktasındaki yolsuzluk iddiaları var biliyorsunuz. O konuda da duruşumuz çok açık.

        - Hangi iddia olursa olsun, mutlaka sonuna kadar takip edilir ve kim olursa olsun, yolsuzluğun üstü asla kapatılmaz. Neyse, tüm açıklığıyla ortaya çıkar ve varsa suçlu olan cezasını çeker. Bu konuda taviz veremeyiz, bu konuda bir tolerans da söz konusu olamaz. Yani yolsuzluk toleransı diye bir şey söz konusu olamaz, düşünülemez.

        - Biz de hükümet olarak ciddi adımlar attık. Bu işin özellikle komplo ve kumpas boyutuyla alakalı hızlı adımlar attık. Dün TBMM'ye yasa teklifi verildi. Bu teklifte yargının işleyişiyle alakalı, ya da bu yaşadıklarımızın özellikle komplo boyutuyla tekrar yaşanmaması için de hızlı adımlar attık, atıyoruz.

        - Elimizde her türlü enstrüman ve imkan var. Bütün bakanlarımız ve kurumlarımız işinin başında. Olayların akışı üzerindeki hakimiyetimiz güçlü ve daha da güçlenecek

        - 2002'de hangi noktadaysak aynı noktadayız. Hatalar yok mudur olabilir bu kadar büyük bir yapıda hata içinde olan arkadaşlar da vardır. hata yapan karşılığını görür. Hükümete zamanlama olarak komplo varsa taviz vermeyiz, devlet yönetiyoruz.

        - Biz bir yandan kuşkusuz yolsuzlukla mücadele için elimizden geleni yapacağız ve gerçek anlamda bir hukuk devleti olmak için de ne gerekiyorsa yapacağız. Asla ve asla yargının içinde, emniyet teşkilatımız içinde farklı yapılanmaları, normal kendi işleyişinin dışında farklı yerlerden talimatla hareket eden gruplara da izin vermeyeceğiz, böyle bir şey mümkün değil.

        - Devlet sistemi içinde iki başlılık, üç başlılık, böyle bir şey olmaz. Devlet sistemi içinde kim nerede, hangi pozisyonda çalışıyorsa onun amiri bellidir, talimat alacağı kişiler bellidir. Tabi ki güçler ayrılığı, yargı bağımsızlığı önemlidir ama yargının kendi içinde dahi bir yönetim, kontrol sistemleri vardır. Bu sistemlerin tamamen dışındaki farklı yapılanmalar, kuşkusuz Türkiye'nin kredibilitesini düşürür ve Allah korusun, Türkiye'yi çok riskli bir ortama sürükleyebilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ